CHP'nin Trabzon örgütüne düşen büyük depremden sonra herkes merak içindeydi:
Acaba sokaktaki insanlar neler düşünüyorlar?
Sorduk soruşturduk.
Edindiğimiz intibaları sizlerle paylaşmak istedik.
“Daha da güçlendik” diyenler var.
Demokrasi dersi verdik.
Cumhuriyeti kuran parti. Fikir partisi.
İlkerinden taviz vermeyen parti. El ele, omuz omuza, gönül gönüle verdik.
Daha neler..
Tarafsız bir gözlemci olarak şunu açıkça söylemekte yarar var:
Trabzon’da ana muhalefet MHP olmuştur!
CHP'li dostlar kusura bakmasınlar ama bugün halk onu işaret ediyor.
İyi bir sıralama olursa MHP iki çıkarır diyenlerin sayısı çok..
Genel kanı bu.
İyi bir çalışma, birebir markaj bu başarıyı getirir.
O ilçe örgütlerinin çoğu ile yüz yüze konuşmalarımız oldu. Belki millet farkında değil ama, bir fikir partisi olarak birilerine büyük bir demokrasi dersi verdik. İnandırıcı mı, değil mi bilinmez. Bence en büyük ders İzmir’den geldi. Bu dersi iyi algılamak lazım. Komşudaki kavga, yakın komşuya huzur getirmez. Ama yakın komşuyu önlem almaya sevk eder.
Kılıçdaroğlu’nun büyük bir baskı altında olduğu kesin.
İl başkanı olan hanımefendi de aynı zorlukları yaşıyor.
İnsan idare etmenin zorluklarını takdir edersiniz. CHP bu zorlukları tarih boyunca aşmasını bilmiştir. Ağızdan çıkan söz, çıktıktan sonra senin değildir.
O sözü düzeltme şansın yoktur. Konuşurken sözün nereye gideceğini, getirisini, götürüsünü çok iyi hesaplamak zorundayız.
Bu bakımdan CHP’nin genel merkezi de, il yönetimi de hatalıdır diye düşünüyorum.
Anketlerin diline gelince, bu dikden anlayanlara sormalı. Satır aralarını da okumak lazım. Toz-duman arasındaki sis perdesinin kalkması için hepimize bir görev düşüyor diye düşünenler çoğunlukta. Yaşlı bir CHPli amcaya sordum: Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
“Ne yapacağım, Atatürk’ü mü, İsmet Paşa mı alır çeker giderim?” dedi.