Geçen hafta kendisini, kariyerini ve şahsiyetini çok iyi tanıdığım bir teknik direktör arkadaşımızın görevinden istifa ettiğini (veya ettirildiğini) üzüntü ile öğrendim. Tabii kim bilir ne zorluk ve baskı görmüşte görevi kısa yoldan bırakmıştır. Bu konuda TÜFAD başkanı Hayri Tekelioğlu’nun ilişikte o arkadaşa taziyesini okuyunca konuya müdahil oldum. Öncelikle şunu önemle ifade etmek isterim ki TÜFAD kuruluşlarının sembolik olmaktan ileri bu mesleği ekmek kapısı edinmiş üyelerinin öncelikle kişilik ve onur haklarını sonra da özlük haklarını savunan ve koruyan bir kuruluş olması gerektiğini ifade etmek isterim. Esasen bu denli antrenör kıyımı maalesef süper ligden de alt profesyonel liglere hatta amatör takımlara varana kadar uzanmaktadır. Bunun en büyük sebebi ve nedeni antrenör ve teknik direktörlerin şu veya bu şekilde veya kademede bu konuda eğitimi var. Fakat gelelim antrenör ve teknik direktörlerin görevlerini idamede ve çalışmalarındaki sureleri yöneticilerin keyifleri ve iki dudağının arasında olması son derece haksız bir tutumdur.
Fakat bence TÜFAD bu işe el atıp en alt ligde dahi görev alan üyesinin görev aldığı kulüple behemahal resmi ve noter onaylı sözleşme yapılması için gerekli ve zorunlu adımı atması gerekmektedir.
Bu konuya tüm TÜFAD yönetimi olarak ciddi şekilde sahiplenmelidir.
Artık bundan böyle bir antrenörünün görevine son veren kulüp hangi kategoride olursa olsun tazminat ve yaptırımla karşı karşıya kalmalı ki eften püften ve keyfi sebeplerle bir hocanın görevine son veremesin. Verilse de mutlaka vecibelerinin tazminatını ödemek zorunda kalsın. Zırt-pırt hoca değişimi de bir statüye bağlanmalıdır. Gerekirse TÜFAD devreye girip bu kulübe antrenör ambargosu dahi koydurabilmelidir. Madem bir üyelik müessesesi var. Yakinen biliyorum ki kulüpleri yöneten (Süper Lig dahil) yöneticilerin çoğu bu konuda hiçbir eğitim ve tecrübe sahibi olmadan antrenörlerin takım kurma, oyuncu oynatma, yetiştirme ve istihdamı konusunda müdahale etmektedirler. Hatta bazıları sıkılmadan antrenörlere “ön direk, arka direk, idman şekli ve oyun düzeni vs” gibi taktik ve akıl vermeye dahi tevessül etmektedirler. Es kaza bir tanesi üç beş kez amatör ikinci kümede de oynamış ise adam kendisini Pele, ulema sanır, “Biz de bu futbolu oynadık” gibi ortaya atlar.
Bence esas sorun ve tenakuz buradan kaynaklanmaktadır. Eğitimsiz yöneticilerin kapris ve bilgiçlik taslamaları. Bunca tecrübe ve eğitim sahibi hocaların genel anlamda ekmek parası spesifik anlamda da kariyerlerinin idamesi böyle yetersiz yöneticilerin insafına kalmamalıdır. Ben TÜFAD yönetimini bu konuda acilen ve etkili bir şekilde gerekirse genel merkezden de bu konuya el atmaları için bir an evvel müdahil olmalarını beklerim. Bir teknik direktörün kolay yetişmediğinden o yöneticilerin haberlerinin dahi olduğunu da sanmıyorum.