Türkiye Kamu Çalışanları Vakfının Trabzon Şubesi’nde yapılan sohbet toplantısındayız. Dinlediğimiz insan Trabzonspor Başkan adaylarından İbrahim Hacıosmanoğlu. Konuşmalarıyla dinleyenler üzerinde etkili olan ve güven veren bir kişilikte olduğunu kısa sürede dinleyenlerin anlaması mümkün. Kararlı, tutarlı ve lider özelliği olan İbrahim Hacıosmanoğlu bölgemiz insanının özelliklerini çok iyi analiz etmiş, adımlarını buna göre atmanın güvenini sergilemekteydi konuşmasıyla. Diyor ki Hacıosmanoğlu;
Adaletsiz gücün karşısında olursanız istediğinizi alırsınız, yanında olursanız verilen ile yetinirsiniz, biz Trabzonspor için adaletsiz gücün karşısında olmak için yola çıktık.
Trabzonspor’un kimliğini temsil edemeyenlerin camiamıza verdiği zararı düzeltmek için göreve talip olduk.
Bundan 20 gün önce Trabzonspor yetkililerine sorduğumda kulübün toplam borcunun 157 Trilyon olduğunu söylemişlerdi. Bu gün ise (20 Mayıs tarihi itibarı ile) bu borç 175 trilyon olarak açıklandı. Kongre gününe kadar bu rakamın her an değişebilecek şekilde algılanması son derece yanlış bir stratejidir.
Kulübü borca batıran uygulamaları esefle ve hayretle karşılıyorum. Duyumlarımız doğru ise; bankaların %6-6,5 ile kredi faiziyle borç dağıttığı bir ülkede TS yöneticilerinin %13-15 gibi yüksek faizlerle kulübü borca boğdukları doğru ise; hukuk önünde bunu yapanların hesap vermesini istememiz en doğal hakkımızdır.
Bu gün TS mali kaynaklar açısından yerlerde sürünen bir takım olarak gösterenler; yarın kredi almak için kapılarını çalacakları kurumlara ne güvence verecekler!
Siyasetçilerin kullanacağı değil, tüm siyasetçilerin hizmet edeceği bir TS gücünün önünde kimsenin durabileceğini sanmıyorum.
Türk futbolunda Fenerbahçe yönetim anlayışı devam ettiği sürece; Anadolu takımlarının spora heyecan katmaları mümkün olmayacaktır.
Sporu bir yaşam biçimi olarak değil de, bir geçim ve güç –kuvvet sembolü olarak kullanmaya çalışan bu “spor kabadayılığına” son vermek için; Trabzonspor’un başkanlığına aday olmayı düşündüm. Dün ne söyledimse bu gün de aynı şeyleri söylüyorum. Trabzonspor ruhunun tekrar dirilmesi için, taraftarlarımız ve Türkiye-Dünya’nın her tarafındaki Trabzonspor camiası ile güven duyulan bir yönetim anlayışı ve zevk veren bir Trabzonspor takımı oluşturmak en büyük amacımızdır.
Bu kadar borcu olan takımın başkan adaylığına soyunurken bu borcu hiç düşündünüz mü diye soruyorlar bana! Bu borcu düşünmeden bu göreve talip olanlar üç-beş gün içerisinde rezil olup gideceklerine göre, kimsenin böyle bir hazırlığı olmadan bu önemli göreve talip olması elbetteki mümkün değildir.
Ben ve arkadaşlarım; futbol camiasında Türkiye gibi ülkelerde geçerli kılınan “adaletsiz gücün karşısında” olmak için bu göreve talip olduk, önce Allah’a, sonra camiamıza olan inancımız sonsuzdur.
Bizde olumlu izlenimler bırakan bu yiğit Karadeniz delikanlısının dediklerine kulak vermemiz gerektiğine inanıyorum.