Bir arkadaşım beni görür görmez "İl Müftümüz Keramettin Demir’e iletmek istediğim bir konu var onu yazar mısın?" diye söze başladı. "Nedir böyle seni rahatsız eden mesele?" dedim.
Başladı anlatmaya...
-Geçen akşam evime yakın bir camiye gittim yatısı namazını kılmak için. Camide bir saf cemaat vardı. İmam cemaat sayısını dikkate almadan mikrofonu yakasına taktı. Başladı namazı kıldırmaya. Böylesine yüksek sese ne ihtiyaç var diye düşündüm. Huşu içinde bir namaz kılmak için cemaatin tamamı çıplak insan sesini duyacak durumdaysa mikrofana ne ihtiyaç var.
Arkadaşımın bu tenkidini duyan bir başka arkadaş da bir başka cami ismi vererek şahit olduğu bir tartışmayı aktardı.
-Ben de böyle bir mesleye rastladım. Cemaatten güzel yüzlü bir yaşlı kişi namaza başlamadan evvel 'Hocam bugün mikrofon kullanmadan namazımızı eda edelim. Kalabalık olmadığı için mikrofon olmadan da kılabiliriz' dedi. İmam sanki olumsuz bir talep dile gelmiş gibi 'Perde arkasında kadınlar olabilir. Onların duyması için mikrofon elzemdir' cevabıyla cemaatten gelen bu talebi kabul etmedi. Tartışma uzatılmayıp mikrofonla namazı kıldık.
Vallahi ben de namazımı kılmaya çalışan bir kişiyim. Ben böyle hislere tesadüf etmedim ama sözünüz hak üzere olduğu için bana da makul geldi. Gerçekten de mikrofona ihtiyaç yokken inatla ve ısrarla mikrofon kullanma isteği lüzumsuz bir arzu olsa gerek.
Buradan Trabzon İl Müftülüğü'ne -bulanıklık yaratmak isteyenlerin niyetiyle değil- halis niyetle bu nevi makul taleplere imamlarımızın kayıtsız kalmamalarını telkin etmesi hem insanî hem de İslamî bir tavır olur.
Tabii cuma günleri, cenazelerin olduğu zamanlarda mikrofon kullanılacak. Arkadaşlarımdan bana iletilen şey ihtiyaç yokken ibadetin huşusunu bozan mikrofonun kullanılmasıdır. Sınırlı sayıda cemaatin olduğu vakit namazlarında imamlarımız mikrofon kullanmazsa daha sağlıklı bir ibadet yapılır.
Müftü Bey görevden alınmış ama müftülükte bu konunun üzerine eğilecek görevliler vardır muhakkak.