Aziz Türk Milleti 29 Ekim 1923’te, uzun yıllar boyunca verdiği üstün mücadelesini hür iradesiyle kendi geleceğini kendinin tayin ettiğini tüm dünyaya göstermiştir. 29 Ekim 1923’te milletimiz kaderini milli iradeyle çizdiğini, millet egemenliğinin üstünde hiçbir otoriteyi kabul etmediğini Cumhuriyet’i ilan ederek tescillemiştir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadeleriyle en büyük eserimiz, en büyük bayramımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıdır. Eğitim çalışanları olarak; Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru ilerlerken, milletimizin kadim değerleri onun koruyucusu olarak görevlendirilen nesillerimiz marifetiyle daha güçlü birikimle bugünlere geldiği gibi ilelebet devam edecektir.
Türk’ün tarihinde Ergenekon’da başlatılan hür ve müreffeh yaşama isteği, 1071’de vatan kılınan bu topraklarda, 1915’de tüm dünyaya başkaldıran milli iradenin eseridir. 1919’da Samsun’da başlayan milli hareket, Havza’da Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta ve nihayet Ankara’da manda ve himayeyi ret etmiştir. Hür ve tam bağımsız bir devlet isteyen, geleceğini kendi azim ve kararlılığıyla tayin edecek yüksek ruhun verdiği istiklal ve istikbal mücadelesi Cumhuriyet yönetimiyle taçlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti ülküsü bu yüksek şuurun elleriyle gerçekleşmiştir.
Cumhuriyete erişmek, millet egemenliğine geçmek milli iradeyle yönetilmek elbette ki kolay olmamıştır. İç ve dış tehdit unsurlara karşı verilen mücadele küresel güçlerin hevesini kursağında bırakmış, mandacıları hüsrana uğratmış himayecileri emellerini terk etmeye yöneltmiştir. Cumhuriyet bu bağlamda milli mücadele kahramanlarımızın, kurtarıcı ve kurucu iradenin kutlu manevi mirasıdır.
29 Ekim 1923 Türk tarihinin iç ve dış tehdit unsurlar karşında azim ve kararlılıkla, vatan ve millet uğruna hiçbir fedakârlığın önemli olmadığını gösterenlerin, geleceğimize istikamet çizenlerin en önemli stratejik zaferi olmuştur. Cumhuriyetin kurulduğu günden itibaren, cumhuriyetin kurucu kadrolarıyla temel değerleriyle milli iradeyle kavgalı olan, bölücü yıkıcı niyetle ektikleri nifak tohumlarının yeşermesini bekleyen iç ve dış tehdit unsurların hedefleri tıpkı mazide olduğu gibi bugün de boşa çıkacak, emelleri tarumar olacak, hevesleri kursaklarında kalacaktır. Türk eğitimcileri buna asla fırsat vermeyecektir.
Günümüz Türkiye’sinde Milletimizin birlik ve beraberliğini sağlayan tüm milli ve dini bayramları aynı heyecanla aynı hevesle tüm kurumlarımızla önemsenmeli, kutlanmalıdır. Kutlamayan kişi veya kurumların bu milletin birliğiyle sorunları olduğunun bilincinde olunmalıdır. Devletimizin yetkililerin de bu kişi veya kurumlar hakkında gerekli cezai işlemleri yapması bir elzemdir.
Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.” sözlerinden aldığı ilhamla eğitim çalışanları, bu kutlu eseri ve büyük emaneti koruyacak, büyük Türkiye ülküsünü muhafaza edecek nesiller yetiştirmeye devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz Türk Milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyor, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve milli mücadele kahramanlarımızın aziz ruhlarını rahmetle anıyor, manevi hatıralarını hürmetle yâd ediyoruz.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.