Bir kimse vatan kavramının ne anlama geldiğini idrak etmemişse ona geceni gündüzüne katarak anlatsan ya da Kuran tabiriyle 'vatan sevgisi imandandır' desen de anlamaz.
Bazı kavramların içselleştirilmesi geldiğin aileye, ait olduğun çevreye bağlıdır. Geldiğin kaynak vatan kavramının kutsal addedildiği bir köke bağlı değilse 'vatan' seslenmesi böylelerine üfürükten tayyare gelir.
Bölücü saikle eylem koyan, asker, polis, öğretmen şehit eden canilerin tevellüdü irdelendiğinde hepsinde 'vatan' kavramını idrakte kaçakların olduğu bir geçmiş mevcuttur.
Yetiştiği ortamda millet kavramı, din mefhumu saygıyla anlatılan insanlarda 'vatan' kavramı da çok kavi bir duruş gösteriyor.
Mesela 'FETÖ'cü bir hainden 15 Temmuz öncesi 'Bizim için Türkiye 170 ülkeden biridir' sözünü işittiğimde bunların tıynetinde bir 'vatansızlık' olduğunu anladım.
Nitekim ancak gavurların yapmayı düşüneceği bir saldırıyı bu ülkenin semalarından kan, ölüm, gözyaşı olarak kustular. Aslında o gece tıynetlerini, cibiliyetlerini, zürriyetlerini de kustular.
Bu meymenetsizlerin maskeleri o gece düştü. Yıllardır bunları tanıyan bazı öngörülü fikir hareketlerinin dedikleri 'fazlası var eksiği yok' dedirtircesine çıktı.
Açıkça söylemek gerekir ki bunların neşet ettiği kaynağın hala itibarı sürüyor. Bir kaynak böyle kirli bir su akıtmış ise onun gözüne de güvenilmez. Şimdilik devletimiz cepheyi genişletmemek adına başka kir kaynaklarına ses çıkartmıyor olabilir ama zamanı geldiğinde herkese haddini bildireceğinden hiç kuşkum yok.
Vatan sevgisinde tutukluk gösteren odak, merkez, grup kim varsa bundan böyle tam bir göz hapsi içinde olacaklardır.
Vatan, onu sevenlere hem bastığı zemin hem de üstüne örttüğü yorgandır.
15 Temmuz'un yıl dönümüne bir ay kaldı. Vatanımıza kastedenlere karşı artık daha uyanığız. Bir daha böyle zalimce niyetlere geçit vermeyecek kadar hassas bir terazi kurmuş bekliyoruz.