Ülkemiz, güvenliğimizi sağlamak ve milli bütünlüğümüzü korumak adına görev yapan askerlerini birçok fedakarlıkla gönderiyor. Bu fedakarlıklar, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda büyük bir duygusal yükü de içinde barındırıyor. Şehit olan Türk askerlerinin hikayeleri, bu fedakarlıkları ve duygusal anları gözler önüne seriyor.
Türk askerleri, vatan sevgisi ve görev bilinciyle dolu bir şekilde görevlerini yerine getirirler. Bu fedakarlık, onları sadece birer asker değil, aynı zamanda birer vatansever yapar. Bu da Türk milletindeki Ordu-Millet örfünden gelir. M.Ö.209 yılında nasılsa bugünde öyledir. Vatanın aslanları canlarını ortaya koyarak ellerine kınalar yaktırarak düğün gibi eğlencelerle cepheye giderler, ondan demişlerdir savaş Türkün düğünüdür diye..
Askerlerin fedakarlıkları sadece kendilerini değil, aynı zamanda ailelerini de etkiler. Onlar, evlerinden uzakta görev yaptıkları süre zarfında sevdiklerinden uzak kalmak zorunda kalırken, aileleri de endişe ve gurur içinde bu süreci yaşar.
Çünkü onlar sadece 3-5-6 gibi rakam değil bir eş, bir abi,bir baba, bir dayı, bir amca , bir yeğen , bir torun, bir arkadaştır. Her biri farklıdır birbirlerinden, güzel anılar biriktirmişlerdir ömürlerinde ama hepsi biz akşam evimizde güvenli bir şekilde başımızı yastığa koyalım diye canlarından geçenlerdir.
Şehit olan askerler, geride sadece anılarını bırakmaz; aynı zamanda sevdiklerini de büyük bir boşlukla bırakırlar. Bu anılar, onların fedakarlıklarını ve vatanları için verdikleri mücadeleyi unutulmaz kılar.
Türk askerlerinin fedakarlıkları, sadece bir meslekten ibaret değil; aynı zamanda bir vatan görevi, bir sevda ve büyük bir sorumluluktur. Şehit olan askerlerin hikayeleri, bu fedakarlıkları daha da derinleştirir ve milletimizin gönlünde özel bir yer edinir. Allah binlerce kere razı olsun peygamber ocağının asil evlatlarından..