Bayramlar toplumların duygularını yeniler ve güçlendirir. İster  dini , ister ulusal, isterse yerel bayramlar olsun , tümü toplumda birlik beraberlik sağlar. Siyasi iktidarın ve devletin görevi de bu bilinci canlı tutmaktır. Ancak Sevr Anlaşması ışığında oluşan teslimiyetçiler, aradan yıllar geçmesine karşın ‘Mandacılığı’ uslarından bir türlü çıkaramadılar. Onun için Cumhuriyetle elde edilen birikimleri teker  teker   unutturmaya çalışıyorlar. Gerçekten garibime gidiyor. Cumhuriyetin kucağına doğmuş ve onun şefkatli kollarında büyümüş, onun varlığı ile belirli mevkilere gelmiş bu insanlar nasıl olur da ulusal değerlerimize karşı olurlar?
İlk kez,  demokrasimizin temelini oluşturan ve halk idaresinin halk adına görev yapan vekillerimizin üstlendiği bir günün yıldönümünü kutluyoruz. Yani TBMM’nin açılış günüdür bugün. O insanlar,  düşmanın top sesleri kulaklarını tırmalarken ulusal görev yaptılar. O insanlar, iç düşmanların tehdidine karşın kelle koltukta vatanları için çırpındılar.
Kızılırmak havzasında küçük bir alana sıkıştırılmış insanımızın onurunu, namusunu, insanlığını kurtarma görevini üstlenen o günün vekillerimizi, askerlerimizi ve komutanlarımızı cepheye mermi taşıyan kadınlarımızı rahmetle minnetle anmak her vatanseverin görevidir. Çünkü onlar ceylan derisinden kaplı koltuklarda değil, okul sıralarında; onlar ayaklarında çarık, sırlarında yırtık elbise ile o şerefli görevi üstlendiler.
Bu onurlu ulus, O Ulus’un lideri Atatürk’ümüz, Ulusal Egemenlik Günümüzü, yarınlarımızın güvencesi olan çocuklarımıza onurla armağan ettiği bir gündür 23 Nisan.
Ben ve benim yaşıtım veya daha genç olanlar, hafızalarında ilkokul yaşantılarını lütfen anımsasınlar. Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramlarımızda etkinlik için bizlere  birtakım olanaklar sunulurdu . Annenize, babanıza, kardeşlerinize becerilerimizi  göstermenin heyecanı çok güzeldi.
Biz eğitimciler çok iyi biliyoruz ki, yalnız başına alan bilgisi ve kara tahta, çocuklarımızın sosyalleşmesinde etkili değildir. Sportif etkinlikler, tiyatro, resim, müzik gibi sanatsal çalışmalar çocuklarımızın kendilerini tanımasını ve kendileriyle barışık yaşamasını oluşturur.
Geleceğin insanını belirleyen, çocuklarımızı çağdaş ve uygar bir yapıya kavuşmasını sağlayan öğretmenlerimizin önünün kesilmesini de anlamış değilim. Bu insanlar, Türkiye’nin her köşesinde olanaksızları, olanaklı duruma getirerek çocuklarımızı eğitmektedirler. Onlara vatanseverliği, ırk, dil, mezhep farkı gözetmeksizin ülkesinde yaşayan her insana hoşgörülü olmalarını telkin eden yine öğretmelerimiz değil midir?
Atatürk Milliyetçiliğinden bazıları neden korkarlar onu da çözmüş değilim. Ülkemizin ulusal bütünlüğünden başka ülkelerin korkularını anlıyorum da kendi insanımızın korkuları anlaşılacak gibi değil.
Cumhuriyet’le birlikte Misak-i Milli sınırları içinde yaşayan her insanımızı kucaklayan anlayıştır Atatürk Milliyetçiliği. Ulusal ülkümüz ise ulusumuzu çağdaş uluslar seviyesine çıkarmak  idealidir.
İşte yarınımızın büyükleri çocuklarımıza ulusal bilinç ve kişilik telkin eden bu güzel günümüzü, Bayramımızı coşkuyla kutlamak bence vatanseverliktir. Ülkemizde büyükler konuşur, küçükler dinler. Çocuklarımızın görevi itiraz etmeden kendine söyleneni yerine getirmektir. Çünkü onların akılları ermez. Bilirse büyüklerimiz bilir saplantısından kurtulmak her insanımızın görevidir.
Çocuk da bir insandır. Onun da duyguları, görüşleri, doğruları, yanlışları vardır. Biz büyüklerin temel görevi onlara kişilik vererek yaşamın gerçeklerini kendilerine sezdirmektir.
23 Nisan 1920 tarihi, toplumumuzun kaderinin değişmesinde; yaşam biçiminin çağdaşlaşmasında beynimize yerleştirilmiş bir olgudur. Bu toplum o tarihle birlikte ‘kul’ olmaktan çıkmış ‘birey’ olmuştur. Bu tarihle ulusumuz kendi kendini yönetme özgürlüğünü kazanmıştır. Bu tarihle birlikte kişilerin değil, ulusun çıkarlarını gözeten bir idare biçimine kavuşulmuştur.
Meydanları dolduran o cıvıl cıvıl çocuklarımızı geleceğimizin güvencesi görmek demek Ulusumuzun ve ülkemizin de geleceğini güvencede görmektir. Tüm çocuklarımızın kardeş olduklarını düşündürmek, onların barış içinde yaşamalarını öğretmek ve ulusal bilinçlerini güçlendirmek demek ise dünya barışına katkıda bulunmak demektir.
Çocuklarımıza vatan sevisini ve  ulusal duyguyu veremezsek sonumuz felaket olur ki düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Gerek ülkemizdeki çocuklarımız, gerekse dünya çocukları arasında dostluk arkadaşlık, sevgi bağı oluşturan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, tüm çocuklarımıza ulusumuza kutlu olsun.