Bendeniz hiçbir konuda paranoya derecesinde ülkemin sorunları hakkında korku tünelinde gezinen bir kimse değilim.
Fakat hiçbir zaman da “Su uyur düşman uyumaz” atasözünden de gafil olmadım.
Yani hayat boyu daima tabir caiz ise “tavşan uykusu” dediğimiz tarzda hep bir gözüm açık uyumuşumdur.
Hiçbir zaman “Suriyeli” nefreti ile de kendimi fotoğraflamadım.
Zira elli yıl öncesinde Avrupa milletinin benim insanıma takındığı tepeden bakış, aşağılama, hor görme gibi hislerimi Suriye’den Irak’tan canları pahasına kaçıp bu topraklara sığınan insanlara karşı da takınılan tavırda olmadım.
Fakat bugünlerde Suriye’den gelen bazı gurupların adeta gem’i azıya aldıklarını, sokaklarımızda bizim insanımızın huzurunu kaçırıcı tavırlarda olduklarını, dağdan gelenin bayırdakine posta attığını görmeye başladık.
Devletimizde “bunlara sert davranırsak, tutup sınır dışı edersek gider orada PYD/PKK’ya iltihak eder” mülahazası ile sürekli hoş görmeye çalıştığını da biliyor, duyuyoruz.
Ha, burada şu noktayı da unutmamak lâzım gelir “fazla merhametten maraz hasıl olur” tekerlemesi de sanki sanki tecelli ediyor gibi.
Ensar-Muhacir gözü ile baktık, bakmaya çalıştık, veren el-alan el yorumu yaptık, yaptık ta baktık ki ateş bacayı sarmak üzere.
Ha, yüzümü döndüm diğer tarafa.
Rahmetli Erbakan’ın diyesi, “Suriye karışırsa hedef Türkiye’dir” sözü de pek yabana atılacak gibi değil. Oralarda planlanan bazı şeyleri de görmemezlikten gelemiyoruz.
Göç dalgaları ABD, AB ve de hatta Ruslar tarafından planlı ve sinsi olarak organize edildiğini de görüyoruz. Yani ABD ve AB’nin aleni fakat Rusya’nın sinsi ve ikiyüzlü planı da gözden uzak değil.
Ha, “ya İran” dersen.
Onlar zaten maşallah Hristiyan aleminden ziyade Müslüman kisvesi altında “ebedi düşman” sağ olsunlar(!)
PKK konusunda Türkiye’nin başına 1980’lerden beri ne çoraplar ördüklerini unutmadık.
Şimdi gelelim konunun son düğümüne.
Hükümetimizi önemle, acilen veya ivedi olarak bu Suriyeli göçler konusunda ikaz etmek isterim. Ateş bacayı sarmadan, bu adamlar iyice organize olmadan çaresini yani bu musibetin ilacını bir an evvel alsınlar.
Te o zamandan bendeniz acizane, uyuşturucu, sabotaj, tahrik ve insan kaçakçılığı konusunda bunların ülkede araya sızmış ajanlar vasıtası ile gem’i azıya alıp ülkemizi karıştıracağını ikaz etmiştim.
Şimdi yine zamanı gelmişken iş işten de geçmemiş iken, ateş te bacayı sarmamış iken aman ola çabuk olun bu adamları toplayıp postalayın, postalayın derken nasıl, ne şekildeyi de siz devlet amca unsurları düşünsün.