Her seferinde turizmi Trabzon ve bölgemiz için tek kurtuluş yolu olarak görür, ona göre de planlamalar yaparız..
Ama ne yazık ki ne konuşsak ne plan yapsak hepsi havada kalıyor..
Trabzon turizm konusunda samimiyetini ve istenen başarıyı ortaya koyamıyor..
Aşmamız gereken o kadar çok sorun ve sıkıntı var ki..
Ulaşım, alt yapı,konaklama, kalifiye eleman ve tanıtım..
Hepsi turizm önündeki engeller..
Oysa  Trabzon Türkiye'nin en önemli kültür ve yayla turizmi merkezlerinden biri konumunda..
Elbette kötümser bir tablo çizmek niyetinde değilim..
Fakat bazı gerçeklerin altını çizmekte fayda var..
Bakın kış ayındayız batı ve doğuda sinek avlıyoruz..
Oteller boş, pansiyonlar boş, tesisler boş..
Yüzlerce insan şu anda işinden olmuş durumda..
Gidin Maçka’ya, gidin Akçaabat’a, gidin Çaykara’ya..
Herkes kış uykusunda..
Yazın kazanıyor, kışında yiyoruz adeta..
Turizmi bir türlü 12 aya yayamadık, tıkandık kaldık.
Yaz döneminde binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Sülema Manastırı kışın da canlanabilir..
Noel kutlamaları Sümela’da yapılamaz mı?
Yeni yıl kutlamalarına Maçka ev sahipliği yapamaz mı?
Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç “Bal gibi de yapılır, yazın gelen turistten daha çok turist Trabzon’a gelir. Gelsinler yeni yıla burada girsinler” diyor..
Başkan Genç diyor demesine de destek var mı, sahiplenme var mı?
Kim kazanır peki bu işten..
Haftalar öncesinden başlar hazırlıklar..
İnanılmaz bir canlılık olur..
Gidin Maçka’ya turizm adına tek bir yaprak kıpırdamıyor..
Herkes oturmuş yaz ne zaman gelecek diye bekliyor..
Kültür, inanç ve yayla turizminde ciddi bir potansiyele sahip olan Trabzon ne yazık ki altın yumurtlayan tavuğu kendi eliyle kesiyor..
Yaşama şansı vermiyor..
Her seferinde boş nutuklar, havada kalan sözler, yerine getirilmeyen vaatler.. Turizm mutlak suretle Trabzon’da 12 aya yayılmalı..
İmkanlar zorlanmalı, akıllı projeler devreye girmeli..
Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli..
Yoksa Trabzon kaybediyor..