Tilki ormanda gezinirken ağaca asılı bir geyik budu görmüş. Büyük bir iştahla yanına yaklaşmış ama “Bu bir tuzak olabilir” diyerek budun yakınında bir yere uzanıp beklemeye başlamış.
Biraz sonra kurt gözükmüş. Kurt bir tilkiye bir de buda bakıp “Ne iş? Sen burada ve but da burada ama sen onu yemiyorsun?” diye sormuş.
Tilki “Ben niyetliyim” demiş.
Kurt “Haa, o zaman ben yiyeyim”
Tilki, “Buyur beyim, afiyet olsun”
Kurt buda pençesini atar atmaz müthiş bir patlama, kurt bir tarafa, but bir tarafa.
Yarı baygın yerde yatan kurt bir de bakmış ki tilki budu yiyor, “Hani sen oruçluydun?”demiş.
Tilki, “Yahu demin top patlamadı mı?” diye sormuş ve budu afiyetle yemeye devam etmiş...
 
***

2011’inkinden ses seda yok fakat 2013’ünkü Kayseri’de sahibini buldu.
Süper Kupa’dan, hani şu şampiyon olan takım oyuncularına verilecek madalyaların birinciye, ikinciye verilecek madalyaların karıştırılıp birinci olan takım futbolcularına verilmek istendiği maçtan bahsediyorum!
Bilinçaltı canım!
2011 Yılının Lig Şampiyonu belli de, sahi aynı yılın Süper Kupa şampiyonu kim?
Neyse...
Biz üzerimize düşeni yapıp, kayıp ilanımızı verelim yine:
2011 Yılı Süper Kupa’sının yerini bilen, ya da gören varsa/olursa insanlık namına haber versin!
 
***

Duydunuz mu dostlar; güreşçilerimiz zeytinyağına makine yağı katmışlar!
Atletizm, basketbol, halter, futbol derken, ata sporumuz güreşe de doping sıçradı.
Ön teker nerden giderse, arka teker onu takip eder.
Futbolda ortalık yangın yeri iken, Allah’tan, güreşçiler pişmemiş aşa tereyağı ilave etmemişler!
Velhasıl bu rezillik de bize yeter!
 
***

28 Ağustos’a şunun şurasında bir şey kalmadı.
UEFA, CAS’a “Ben öttürdüm, sen de tüttür” diyor kısaca...
Başına geleceği bilmesine rağmen; birileri transfer haberleri yapıp-yaptırıp gündem değiştirmeye devam ediyor hala...
Yerse..!
 
***

Bakıyoruz da İbrahim Hacıosmanoğlu’na kongre öncesi destek veren bazı işadamları, bazı yöneticiler, bazı taraftar gurupları ve bazı eski futbolcular çok ama çok pişmanlar:
Gelinen noktada “Desteğimizi çektik” demeye başladılar.
Oldu canım, Trabzonspor deneme tahtası, siz ne derseniz, nasıl uygun görürseniz öyle olsun! Siz yeter ki emredin! Trabzonsporlu sizi bekler; sizin hava durumunuza, ruh halinize göre yelken açmaya devam eder.
Biz, kongre öncesi “Bu işlerin böyle olacağını” söylerken, sizler kapalı kapılar ardında, otel lobilerinde baş başa, diz dize, göz göze ne güzel filimler çeviriyordunuz öyle..!

***

Bitirirken;
Benim başkanım; Şamil Ekinci,
Benim siyasetçim Adnan Kahveci,
Benim devlet adamın Recep Yazıcıoğlu,
Benim TFF başkanım Hasan Doğan,
Benim taraftarım Kazım Koyuncu, Malatyalı Yunus Metin gibi,
Benim kongre üyem ve yöneticim İskender Önal gibi olmalı.
Benim futbolcum da Dozer Cemil gibi yürekten oynamalı.

***

Not: Yunus Metin, birçok Trabzonsporlu ve Trabzonlu Bordo-Mavili takım için kılını kıpırdatmazken, o klimasını satıp Malatya’dan Trabzon’a Trabzonspor için 20 gün yürüyen adamdır.