Geçen haftaki yazımda kanser (sağlık) alanında müzik konusuna genel bir bakış yapmıştım. Müzik ile ilgilenen bir tıp doktoru olarak bu konuyu biraz daha irdelemek ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bu nedenle bu hafta KTÜ Konservatuar Öğretim Üyesi Müzikoloji Uzmanı Doç.Dr.Özlem DOĞUŞ VARLI’ ya sordum:
Hocam nedir müzik?: Cevabı çok komplike bir soru bu. Hatta bu konuyla ilgili bir yazım da yakında okurlarla buluşacak. Tek bir cümle ile tanımlamak imkansız. Ancak hangi açıdan baktığınızla alakalı cevabı da olacaktır elbette. Bir sanat dalıdır, bilimdir, toplumları anlamada ve analiz etmede kullanılabilecek en önemli göstergedir, insan beynini üretim aşamasının yanı sıra, icra ve dinleme aşamalarında da etkileyen fiziksel ve ruhsal etkilere sebep olan, insanı kendine insanca anlatan bir kavramlar bütünüdür.
Dediğim gibi hangi açıdan baktığınıza bağlı. Daha doğrusu müziğin anlamı, işlevi ve salt olarak teknik yapısının tanımları farklı olacaktır. Teknik manada bakıldığında sonraları kendine ait bir yazı diline de sahip olan, farklı seslerin belli bir düzende (ki bu bile günümüzde tartışılır, hangi düzen?), farklı süre, tını, yoğunluk ile bir araya gelmiş hali, daha doğrusu bir araya getirme sanatıdır. Kimi toplumlarda araç, kimi toplumlarda amaç olarak gözlediğimiz ve dinlediğimiz sesler bütünü dersek en kısa şekilde özetlemiş oluruz sanırım.
Neden insanları (canlıları) etkiler?: Tabii bunun bir çok nedeni ve sorgulaması var. Etkilenen ruh mudur?, ruh dediğimiz nedir?, tamamen fiziksel bir olgu mudur?, duygusal yönü bunun neresindedir? soru ve sorgulamaları öteden beri tartışılagelen bir konudur esasında. Öncelikle ses dalgalarının beynin üzerinde yaratmış olduğu etkinin ardından gelen bir nevi tepkimeler midir bizim etkilenmelerimiz? sorusu hem nörolog, nöropsikologlar hem de müzikologların çalışmalarıyla izah edilmeye çalışılmaktadır. Ancak veriler net bir şey söylemek için yeterli değildir.
Çünkü her müziğin her birey üzerinde aynı duygusal etkiyi yapmaması müziğin etkisinin sadece fiziksel bir tepkime olmadığını, içinde yaşadığımız kültürel ve sosyal ortamın doğumumuzdan itibaren belli başlı ses örüntülerini kodladığını, bir bellek yarattığını ve bunun üzerine duygusal etkilenmenin biçimlendiğini söylemek gerekir. Kısacası hem fiziksel hem de bellekle bağlantılı bir etkilenme söz konusudur.
Tıp alanında müziğin yeri nedir? Ya da nerede olmalıdır?: Kendi çalışma alanımda en yakın tanık olduğumuz bağlantı müzikle tedavi ile ilgili. Özellikle Anadolu'da birçok müzikle tedavi yerlerini olduğunu biliyoruz.
Aslında hepsini toplarsak MÜZİK insana ne yapıyor?: Doğumundan itibaren istemli veya istem dışı dinlenilen, öğrenilen, icra edilen müzik beynin fonksiyonları ile birlikte duygusal halimizi de etkilemektedir. Ayrıca müzik işlevi beyinde dil gibi belli bir merkezde olmadığı ve birçok bölgeyi içine alarak geniş bir alanda meydana geliyor olması, sağ-sol lopun her ikisinin de aktif hale geçmesi ispatlanmış bilgilerdir artık. Hal böyle iken müzik işlevinin insan bünyesi üzerindeki etkileri saymakla bitmez elbette. Ayrıca müziği üretmek, bireysel veya toplu icra etmek, dinlemek faaliyetlerinin insanın psikolojik durumunu nasıl etkilediğini gözlemlemek için hemen yakın çevrenize bakmanız yeterli olacaktır sanırım.
Trabzon da müzik ile profosyenel ilgisi olmayan insanlarla bir THM korosu çalıştırdığınızı biliyorum, bu grup üzerinden gidersek insanların müzik ile ilişkisi ya da gruptaki etkiyi gözlemleriniz ışığında nasıl yorumlarsınız?: Tam da bu konuya değinecektim. Evet Trabzon Liselerinden Yetişenler Kültür ve Dayanışma Derneği-Vakfı'nın Türk Halk müziği korosunu oluşturduk. Dediğiniz gibi her meslek grubundan olduğu gibi, her yaş grubundan, her statüden, her siyasi görüşten insan aramızda. Ancak isteyerek veya istemeyerek aldığımız bu kimliksel öğelerin ötesinde her üyemizin isteyerek, gönüllü bir şekilde katıldıkları ve oluşturdukları bu bütünlüğün asıl mimarı MÜZİK. Türünün ne olduğu çok önemli değil aslında. Bu bütünlüğü sağlaması, gelen kişilerin günün yorgunluğunu, her türlü sıkıntılarını oradaki 2-3 saatlik birlikteliğimizde nasıl kapının dışına bırakıverdiklerine yakinen şahidim. Ve uzun yıllardır müziğin içinde olan şahsımı dahi çok etkilediğini belirtmem gerek. Hepimiz için bir nev'i terapi anı oldu bu birliktelik.
Bu vesileyle başkanlarımız Kenan Atalay ve Ahmet Kahraman başta olmak üzere dernek yönetimine de ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum sebep oldukları için. Öyle ki çalışma dışında da birlikte olmayı arzulayan grubumuz bu buluşmalarda dahi müzikle oturur, müzikle kalkar. Doç.Dr.Özlem DOĞUŞ VARLI hocamıza teşekkür ediyorum. Kulağınızdan MÜZİK, yüreğinizden SEVGİ hiç eksilmesin...