Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Pazar günü toplu açılış törenine katıldı Trabzon’da.

Şehrin beklentilerine cevap vermek adına çıktığı kürsüde, “Devrim yaptık yapmaya da devam edeceğiz” diyerek seslendi Trabzonluya.

Ve mevcut vaatleri yineleyerek Yatırım Adası, Şehir Hastanesi, raylı sistem, Uzungöl gibi başlıklar altında AK Parti’ye göre müjdeler sıraladı.

O gün bugündür de teşekkür üstüne teşekkür alıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon’dan.

Biz de eksik kalmayalım.

Teşekkürler Cumhurbaşkanı Erdoğan; yıllardır vaat edilen projeleri “yeniden” bir lütuf olarak sunup hatırlattığınız için.

Teşekkürler(!)

***

AYIP!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Trabzon programının ardından Ressam Şakir Şeyihoğlu’nun çizdiği Yavuz Sultan Selim tablosu hediye edildi.

Bir sanatçı için belki de en büyük ödüldür bu; resmettiği tablo ülkenin Cumhurbaşkanı’na hediye ediliyor çünkü.

Bu şehirde yüzlerce ressam varken çizdiği eser aynı zamanda Trabzon’un da huzuruna çıkıyor.

Ama o tablonun sahibi Şeyihoğlu sanatçı naifliğinden uzak şekilde açıklama yapıp, nezaketen de olsa resmin verilişine çağrılabilirdim diye çıkışmış. Sanki tabloyu hediye olarak yapmış gibi; kaldı ki öyle dahi olsa bu açıklama yakışıksızdır.

Anlaşılan Şeyihoğlu’nun amacı sanata katkı sunmak değil kelimenin tek anlamı ile reklam yapmak. Şeyihoğlu tarihi güzel resmediyor ama bu duruşu sanatçı kimliğine hiç yakışmıyor.

***

KALABALIK DEĞİLDİ AMA...

Şehrin muhalefeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplu açılış töreninin fazla karşılık bulmadığını dilden dile dolaştırıyor.

Haksız da değiller; her ne gerekçe ile olursa olsun Atatürk Alanı geçtiğimiz yıllara oranla boş kaldı.

Ancak muhalefet önce aynaya bakmalı, daha sonra AK Parti’yi eleştirmeli.

Herhangi bir muhalefet lideri Trabzon’a gelip “şehre sesleneceğim” dese acaba Pazar günkü kalabalığı geçebilir mi?

Kahin değilim ama bence geçemez.

Seçim arifesinde Ekrem İmamoğlu’nun bayramlaşmak için topladığı kalabalığa aldanıp ahkam kesenler bilsinler ki büyük bir yanılgı içerisindeler.

Bugün, bu şehirde hangi teşkilatın ne kadar ederi olduğunu herkes biliyor.

Yarın, bugünkü vasatlık artar mı?

Onu da muhalefetin masa başından kalkıp sahaya inmesi belirler.

Tabi ki inerlerse.