Asayişi bozuk olan ile ne Arap ne de beyaz turist, ne yerli ne de yabancı turist gelir!
Trabzon geleceğe yürürken iyi günlerinde dahi geçmişten ders almalı..
Biraz geri gidelim..
Bu şehir 1980 öncesi görmediği, yaşamadığı soygun, cinayet, kurşunlamaları 2000’lerin başında yaşadı.
Yerel basın dayanamadı ve hep birlikte ‘Yeter artık’ diye manşet atarken yaygın basın ‘Ordu Trabzon’a müdahale etsin’ diye yazıp adeta Trabzon’a dergah kurdu.
Günlerce bu şehirden tüm dünyaya canlı yayın yapıldı.
Meşhur Hoptek (Kolbastı) oyunumuza dahi serseri oyunu dediler. Özellikle iki milli futbolcumuzun ev ve işyerlerinin kurşunlanması ile Rahip Santarı’nun katledilmesi dünya basınına manşet oldu.
Tüm bu olayların sebebi aslında ehliyetsiz, liyakatsız, tecrübesiz idarecilerdi.
Şöyle bir arkaya dönüyorum..
Düşünebiliyor musunuz ilin valisi ramazanda evinde iftar edemiyor, davetten davete koşuyor, gayri meşru insanlarla okul için protokol imzalarken emniyet müdürü makamından ve evinden çok toplantı evlerinde oturuyor çok özel sohbetlere katılıyordu..
Trabzon’u bırakmış ülkeyi yönetmeye çalışıyor, şimdi ise 380 sene ile yargılanıyor.
Bir emniyet müdür yardımcısı eşinin adına güvenlik şirketi kuruyor ve kitap yazıyor daha 10 gün önce fuhuştan kapattığı otelin havuz başında Nataşanın Günlüğü kitabını imzalıyordu.
Bir diğer emniyet müdür yardımcısı kitapçı dükkanı açıyor ve asayiş müdürü eşinin ortak olduğu güvenlik şirketi kuruyordu.
Diğer şube müdürleri özel güvenlik şirketlerinde öğretmenlik yapıyor, bunları gören Askerlik Daire Başkanı boş durur mu o da bir kitap yazıyor, densizce Karadeniz kadınını aşağılıyordu.
İşte bu laçkalıktan çok iyi yararlanan gayri meşru kişiler istediğini kurşunluyor, çoğunu da öldürüyordu.
İhaleler mafya yöntemiyle pazarlanırken çeteleşme başlıyor ve bu şehirde meydana gelen cinayetleri çözmekte polisimiz yetersiz kalınca Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanı Hanifi Avcı’ya bağlı ekipler gelip çözüyordu..
Ve işinin ehli bir başka emniyet müdürü bu şehre tayin oluyor ortalık bir anda süt liman, çok çalıştığı için kızağa alınıyordu..
İşte hatırlamak bile istemediğim böyle bir tablo vardı!.
***
Şimdi Trabzon Büyükşehir oldu.
İl Özel İdaresi ve tüm belde belediyeleri kapandı.
İlçe belediye başkanları belde binalarına ek hizmet binası levhaları asmak için, bazıları da imam hatip liselerine tahsis için yarıştı.
Onlara göre bu şehrin en büyük sorunu imam noksanlığıydı.
Belki de haklıdırlar camilerde müezzin ve imam kadroları boştur.
İyi has da!.
Hiç kimse soruyor mu?
İki gümrük kapısı bulunduran ilimizde yaşanan hırsızlık, kurşunlama ve cinayet gibi olaylar sonrası silahla ilgili balistik inceleme neden hala Samsun’daki polis laboratuvarına gönderiliyor?
Büyükşehir Trabzon’a yakışıyor mu?
Trabzon Emniyeti bunu hak ediyor mu?
Yazık değil mi bu gayretlere..
Koca şehirde hala kriminal polis laboratuvarı neden yok!..
Biri bana değil bu şehre bunu anlatsın..
Defalarca yazıldı çizildi ses yok!
Bu şehirde kriminal laboratuvar kurmak için imar şartları zorlanarak yapılan ek binada laboratuvar kabloları kapatılarak spor salonu yapılınca zamanın AK Parti il başkanı Adnan Günnar’ın Vali Abdil Celil Öz’e “İl özel idaremizin uhdesinde olan eski adli tıp binamızı polisimize tahsis edelim buraya kriminal laboratuvarı kurulsun” ısrarlarına rağmen neden olmadı..
Büyükşehir belediyemiz uhdesine verilmiş şimdilerde yıkılmayı veya satılmayı beklerken, il tarım müdürlüğü Gülbahar Hatun Polis Merkezi ve Toplum Destek Şube Müdürlüğünü her an kapının önüne koymaya hazırlanırken, Bölge Trafik Şube, Çevik Kuvvet Şube ve Çocuk Şube Müdürlüğü’ndeki polislerimiz ve il emniyet müdürümüz kapıya dayanacak kepçeciyi beklerken yazık değil mi Trabzon emniyetine..
Bu şehrin seçilmiş idarecileri neden elini taşın altına koymazlar.
Türkiye’nin zor şehirlerinden olan Trabzon’da mücadele eden sorunların altından kalkmaya çalışan polisimizin elini rahatlatmak için imkanlarını genişletip huzurlu ortam hazırlamak kimlerin görevi?
Koskoca Trabzon’da kriminal hala yok!
Anında çözmen gereken olay için Samsun’u bekle, gelir!..
Sonra da Büyükşehir Trabzon..
Kim kimi kandırıyor!.