Kesinlikle EVET...
Günümüzde kanser tedavisi; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ile yapılmaktadır. Kanser tanısı alan hastalar için, tanısı kadar tedavisi ve hastalığın gidişi de kaygı ve korku dolu travmatik bir deneyimdir. Korku ve kaygı da, tedavinin hasta üzerindeki negatif fizyolojik ve ruhsal etkilerinin şiddetlenmesine neden olmaktadır. Kaygı ayrıca bu tedavilerle ilişkili olan yan etkilerini de artırmaktadır. Kanser hastaları ile ilgilenen biz tedavi ekibinin amacı, sadece kanseri tedavi etmeye yönelik girişimleri uygulamak değil, aynı zamanda ortaya çıkan yan etkiler ile baş etmede alternatif bakım ve destek seçenekleri geliştirmek te olmalıdır.
Günümüzde birçok alternatif destek seçenekleri uygulanmaktadır. Bunlardan biri de müzik tir ve yaygın kullanılmaktadır. Müzik, geçmişten günümüze kadar çeşitli nedenlerden dolayı sağlık bakım ortamlarında kullanılmıştır, insanlık tarihi boyunca çeşitli kültürlerde insan duygularını etkilemek, kendini ifade etmek ve hastalıkları tedavi etmek amacı ile kullanıldığı bilinmektedir. İlk olarak psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda, yoğun bakım ünitelerinde, ana çocuk sağlığı alanlarında ve ameliyathanelerde kullanılmıştır.
Müzik, insan yaşamının her döneminde var olan bir kavramdır ve insan üzerindeki etkisinin çok yönlü olması, tedavide de kullanılmasına neden olmuştur. Aslında müziğin kendisi tedavi edici değildir. Ancak acı çeken, ağrı ve stresi olan, yardım isteyen hasta için kullanıldığında tedavi edici özellik gösterir. Müzik, insana özgü ve insanın doğasında bulunan bir davranış biçimidir, güçlü bir etkisi vardır. Her türlü müziğin insan davranışlarında değişiklik yaratması müziğin insan üzerindeki psikolojik etkisini göstermektedir. Müzik egoyu kuvvetlendiren, psikotik ve fizyolojik semptomları azaltan tedavi modeli olarak kullanılmıştır. Günümüzde araştırmacılar, müzik ile sağlık prosedürleri arasında yakın bir ilişki olduğunu, sağlığın her alanında kullanılabileceğini, ağrısız, güvenli, ucuz ve yan etkisi olmayan bir tedavi yöntemi olduğunu belirtmişlerdir.
Müzikle tedavinin tarihi tıp kadar eskiye dayanmaktadır. İnsanlar tedavi araçları ile müziği çoğu kez bir arada kullanmışlardır. Homera, ameliyatlarda müziği kullanmış ve etkili olduğunu göstermiştir. Aesculape ise, sağırlığı tedavi etmek için trampet kullanmıştır. Sokratesin öğrencisi Platon (Eflatun) da M.Ö 400 yıllarında müziğin ahenk ve ritimle, ruhun derinliklerine iyi geldiğini, Roma’da ise Celcus ve Areteus, müziğin ruhu yatıştırdığı, ruh hastalıklarına iyi geldiğini ifade etmiştir. Büyük Çin filozofu Konfiçyus “müzik yapıldığı zaman kişilerarası ilişkiler düzelir, gözler parlar, kulaklar keskin olur. Kanın hareketi ve dolanımı sakinleşir” ifadesi ile müziğin insanlar üzerindeki etkilerine dikkati çekmiştir.
İslam medeniyeti tarihinde özellikle tasavvuf ekolü mensupları müzikle uğraşmış, faydasına inanmış ve savunmuşlardır. Büyük İslam bilgini ve filozoflarından İbn–i Sina musikinin tıpta oynadığı rolü “tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele etmek için cesaret vermek, çevresini sevimli ve hoşa gider hale getirmek, en iyi musikiyi dinletmek ve sevdiği insanlarla bir araya getirmektir” şeklinde ifade etmiştir
Günümüzde müzik, yaşamımızın bir parçası olarak görülmekte, hem beyinsel hem de fiziksel olarak bizi etkilediği kabul edilmektedir. Beyin dalgaları müzik ile hızlandırılıp, yavaşlatılabilmekte, kas gerilimi ve hareketlerini koordine etmeye yardımcı olarak, anksiyolitik etki yapmaktadır .
Müziğin etkileri iki açıdan ele alınmıştır. İlk olarak dinleyicinin uyanıklılığını en üst seviyede tuttuğunu, daha sonra ise akıl, vücut ve ruh arasında bir denge oluşturduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan pek çok çalışma, müziğin ağrı ve anksiyete üzerinde olumlu etkiler yarattığını, hasta veya sağlıklı bireylerin yaşam kalitesini yükselttiğini göstermiştir. Kalp hızını, kan basıncını, vücut ısısını ve solunum hızını düşüren, hastanın dikkatini başka yöne çeken, kemoterapiye bağlı bulantıyı azaltan, özellikle terminal dönemdeki hastaların yaşam kalitesini yükselten önemli bir araçtır.
İşte; tüm hastalarıma sevdikleri müziği tedavi boyunca dinlemeleri benim tavsiyemdir.
Bu konuya ilgimin artmasında feyiz aldığım sevgili arkadaşım müzikoloji uzmanı Doç.Dr.Özlem DOĞUŞ VARLI’ ya teşekkürler!..
Kulağınızdan MÜZİK, yüreğinizden SEVGİ hiç eksilmesin...