Epey zamandır Trabzon’un Ganita koyu doğusunda kalan belki de yeni nesilden hiç gitmeyenleri, girmeyenlerinin olduğu bir mekândan bahsediyoruz. Bizim gençliğimizde özellikle lise son sınıfta iken sakin kafa ile ders çalışma mekânımızdı. Garsonlar asker, gelirlerdi “Bir isteğin var mı?” diye bir ayran, derdik 25 kuruş tabii yarım saatte bir yudum alırdık ki bitmesin bir daha da sormasın. E niye? Para yok, talebeyiz. Ha, konuyu dağıtmayayım. Bir zamanlar da Kalepark’ı hatırlarım dayım yazlığına kiralamıştı Orhan Gazi Ayhan, eşi ve ekibi her gece çalar söylerdi millet gelir yaz akşamları bey efendi gibi eğlenir geç vakit çıkar giderlerdi. Yine kapılarda askerler nöbette idi amma giriş belgesi “kılık kıyafet” idi anladınız değil mi?
İçeride en ufak taşkınlık, bağırtı, ahlaka mugayyir davranış olamazdı. Kale komutanı bir işaret etti mi askerler o kişiyi kaleden tutup Ganita’ya denize atarlardı (Şaka, şaka o kadar da değil). Ha sonra sonra bir ara kart ihdas ettiler. Kalepark yönetimine giderdin galiba bir kimseyi asker veya üye, refarans gösterirdin onların da kefaleti ile sana kart verilirdi. Silsile olarak otokontrol anlamı taşırdı. Gerekli mi, gereksiz mi? Bence gerekli. Yol geçen hanı olmamalı. Peki tamamen kapatılsın sadece asker ailelerine mi mahsusu olsun? O da olmasın. Niye? O zaman ortaya bir aristokrat sınıf yaratırsınız tepki alır. Mamafih bir ara da böyle oldu ama yakışmadı. Halka tepeden bakmak gibi vs.
Gelelim bu konu yine gündemde. Özellikle bana göre Trabzon’un en faal, aktif ve duayen gazeteci arkadaşımız Ali Savaş’ın Necdet Calp misali “Köprüyü sattırmam da sattırmam” hikâyesi gibi “Kalepark halk’a açılsın” ısrarına. Ben de bu konuda Ali Savaş’a katılanlardanım.
Tabii, şu andaki statü ne bilmiyorum. Yaşımızın müsait olmayışı sebebi ile artık oralara ulaşamıyoruz. Amma Trabzon’un sahilleri, o eski güzelim sahil gazinoları bitti, halk uzaklara gidemiyor kala kala bir “Kalepark” kalmış. Bence Ali Savaş haklı keşke Kalepark yönetimi orayı halka açsa fakat Uzunsokak misali olan berduş takımı, yırtık kot pantolonlu tufeyli bayan kılıklı kişilerin istilasına da şahsen hoş bakmam. Yine referans usulü izin veya giriş kartı ile mi olur veya az bir ücretin caydırıcı unsur oluşuna mı sığınılır hiç olmaz ise sakin, ve kendini bilebilen bir güruhun oralardan istifadesine izin verilmelidir diye düşünüyorum. Memleketin her yerini işgalde gibi halktan sakındırmak doğru değildir. Bu konuda bendeniz de gerekli fikri belirttim sanırım.