Nasip kısmet Pazar günüymüş.

Bu zamana kadar da gitmememiz bizler için büyük eksiklikmiş.

Yanbolu’dan Araklı tarafı güzergahında yol ayrımında sağ kenarda duran tabelada ‘Santa Harabeleri’ diye yazar.

Benim gibi o tabelayı okuyanın sürekli dikkatini çekmiştir o tabeladaki Santa Harabeleri yazısı.

Her defasında o yazıyı gördüğümde içimden ‘şurayı gidip bir görsek’ demişimdir.

Dedim ya, nasip kısmet geçtiğimiz Pazar gününe denk geldi.

O da Günebakış Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Öztürk sayesinde oldu.

Sevgili Öztürk ile sabahın sekiz buçuğunda buluştuk ve yola koyulduk.

Öztürk de benim gibi ilk kez Santa Harabeleri ile buluşacaktı.

İkimizde haliyle heyecanlıydık.

Nedeni ise nasıl bir fotoğrafla karşılaşacağımızdan ötürüydü.

Neyse, Santa Harabeleri’ne doğru yol almaya başladık.

O güzergahta gördüğümüz manzaralar adeta bir doğa harikasıydı.

Her yer kartpostallıktı.

Sonunda Santa’ya vardık, ilk mahalleyle buluştuk.

Bir anda kendimizi tarihi bir yerin içerisinde bulduk.

Her ne kadar zaman, doğa şartları ve insanlar mahallelerdeki yapılara zarar verseler de bulunduğumuz yerde yine de o anları yaşar gibi hissediyorsunuz kendinizi.

O yıllarda yapılmış kiliselerden tutun, cezaevine, çeşmelere ve dönemin evlerine kadar her şey mahallelerde yerli yerinde duruyorlar.

Yeri gelmişken hemen belirteyim.

Santa Harabeleri yedi mahalleden oluşuyor.
Mahallelerin bir birlerine uzaklığı 1-2 kilometre kadar.

Ancak hepsi o kadar güzel konuşlandırılmış ki her mahalle her taraftan güneşle buluşmakta.

Kısacası şunu söyleyeyim; gidip, görülüp, yaşanması gereken bir yer Santa Harabeleri.

BELKİ DE ŞARTLAR
İşin ilginçliği ne biliyor musunuz?

Santa Harabeleri bir başka yerde olsa veya bir başka ilimizin sınırları içerisinde yer alsa var ya yemin billah o harabelere gelecek turistler o bölgeyi abat ederlerdi.

Ne hazindir ki Gümüşhane ilimizin sınırları içerisinde bulunmaktadır Santa Harabeleri.

Niye ‘ne hazindir’ dedim biliyor musunuz?

Gümüşhane ilinin içerisinde olmasına rağmen, Gümüşhane’den bir Allah’ın kulu gelip de, şu Santa Harabeleri’ni gezelim demedikleri için.

Yine o yöreye gerektiği gibi sahip çıkmadıkları için.

En önemlisi Santa Harabeleri’ne destek verip, o bölgeyi turizme açmak adına bir gayret göstermedikleri için. Eğer ki, Santa Harabeleri Trabzon ilinin sınırları içerisinde olsaydı inanıyorum ki şuan o bölge ikinci bir

Meryem Ana olup, turist akınına uğrardı.

Gümüşhane’ye de fazla suç yüklemek istemiyorum.

Belki de Gümüşhane ilimizin ekonomik şartları bir şeylerin yapılmasına engel oluyordur.

Ben yine de şunu diyorum; şartlar ne olursa olsun Santa Harabeleri’ne mutlaka devletin eli değmelidir.

KARDAK KRİZİ Mİ ÇIKAR?
Ne olur?

Merak ediyorum ve soruyorum.

Santa Harabeleri’nin bulunduğu yer kullanım olarak Gümüşhane’den alınıp Trabzon’a verilse.

Dünyanın sonu mu gelir?

Kardak krizi gibi bir kriz mi çıkar?

Sahi ne olur?

Gümüşhane’nin bütçesi belki oranın kollanıp korunmasına, yeniden restore edilmesine imkan vermeyebilir.

O zaman yapılması gereken Trabzon ilinin o yöreye sahip çıkması değil midir?

O yöre adam akıllı yeniden restore edilip, turizme kazandırılsa zarar mı edilir?

Kim kaybeder?

Neyi kaybeder?

Veya bir başka devlet bize gönül koyup yaptırım mı uygular?

Allah aşkına elimizdeki yerlerin değerini ne zaman anlayıp, turizme kazandıracağız!

KIBLE KAÇIĞI VAR!
Santa Harabeleri’nde birkaç mahalleyi gezdikten sonra Taşköprü’ye çıktık. Taşköprü de şahane ve muhteşem bir yer.

Esnafla konuştuk.

Oldukça dertliler.

Oradaki esnaf da bizler gibi düşünmekte.

Gümüşhane’ye bağlı olmalarına rağmen Gümüşhane’den yeterli hizmeti alamadıklarından dert yanıyorlar.

Orada ki esnafa, Gümüşhaneli hemşerilerimiz, ‘Buralara gelirler mi diye soru yönelttik’ aldığımız cevap ‘hiç gelmezler’ oldu.

Anladığımız kadarıyla bir yerlerde kıble kaçığı var!

Santa Harabeleri ve Taşköprü Gümüşhane iline bağlı olmalarına rağmen her nedense Gümüşhaneliler tarafından ziyaret edilmiyorlar.

Ne garip bir durum değil mi?

Unutuyordum, Çakılgöl de Gümüşhane ilimizin sınırları içerisinde bulunmakta.

YAPMA DEDİKÇE
Böyle bir şey olabilir mi?

Devlet yasaklayıp ‘yapma’ dedikçe daha fazlası yapılıyor.

Sanki inadına!

Bunu ben demiyorum.

Gittiğimiz yaylalarda görüştüğümüz vatandaşlar diyor.

Sözde bundan sonra yapılmayacak ve yapılmalarına kesinlikle müsaade edilmeyecekti.

Ama gördüğümüz kadarıyla hepsi sözde kaldı.

Birileri yine bildiğini okumaya devam ediyor.

Ne olacak?

Ne denetim var, ne yasağı uygulayan!

İşte Taşköprü orada, gidin görün.

Bakın ne evler yapılıyor.

Tripleks mi ararsınız yoksa katlı bina mı?

Mübarek hepsi mevcut bize ait olan yaylalarda.

Temelleri de daha yeni atılmış olanlar dahi var.

Sadece Taşköprü veya o yörede mi yapılıyor bunlar?

Tabi ki hayır.