Trabzon Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nü aradım. Nazik sesiyle sekreteri Genel Müdür’ün değişik toplantılar sebebiyle yerinde olmadığını söyledi. Biz de “Telefon numaramız sizde var, bize dönüş yaparsanız topluma sağlıklı bilgi akışı sağlarız.” dedik.

Ne yazık ki henüz bizimle iletişime geçecek zamanı imkan dahiline getiremedikleri için dönemediler galiba. Oysaki şehrimizin milletvekillerine not bıraktığımızda gün geçmez bizi arama lütfunda bulunurlar, her sorumuza yanıt vermekten imtina etmezler.

Ama irtibat kurmak istediğimiz bürokratlar ise armudun sapı üzümün çöpü diyerekten iyi niyetle bilgi edinme hakkımıza ketum bir tutumla cevap vermezler.

Böyle ketum davranışlar onlara bir avantaj da sağlamaz ama nedense basınla mesafeli olmayı yeğlerler. İstenmedik bir şeyler yazıldığında da “Bize neden sormuyorsunuz?” savunma mekanizmasına yaslanırlar.

Yaklaşık on gündür randevu talebimize dönüş yapmayan Genel Müdürlük şimdi soruyorum “Halkı bilgilendirme gibi bir derdi olan bir kurum mudur?”

Halk bize soruyor...

Haçkalı Baba Kavşağı nasıl, ne şekilde, ne zaman yapılacak, istimlaklar nerelere ulaşacak, döner kavşak mı dalçık mı olacak?...

Fatih Eğitim Kavşağı nasıl, ne şekilde, ne zaman, istimlaklar nerelere ulaşacak, döner kavşak mı dalçık mı olacak?...

Erdoğdu Atapark Kavşağı nasıl, ne şekilde, ne zaman yapılacak, istimlaklar nerelere ulaşacak, döner kavşak mı dalçık mı olacak?...

Bunun gibi Karayollarına ait birçok yatırımın süreçlerini öğrenmek isteyen yoğun bir kitle var. Her gün bu konularda bizden bilgi talep eden onlarca vatandaşa cevap verme ihtiyacı içindeyiz. Hal böyle olunca bizlerin yatırım tipolojisini öğrenme mecburiyetimiz doğuyor. Bu nedenle de yetkilileri arıyoruz. Telefonun ucundan sürekli mazeret üreten bir sekreter sesi işitiyoruz. Tabi ki sekreterler nasıl talimatlandırılmışsa o minvalde konuşuyor.

“Yani sorulara duvar ol, görüşme taleplerini savuştur, bizi refaha kavuştur.” için sekreterler var kılınmış. Sırf bu işi görsünler diye maaş alıyorlar. Aksini iddia eden varsa beri gelsin!

Ben üniversite mezunu bir gazeteciyim. İnsan ilişkileri konusunda mastır yapmadıysam da sokakta bu konunun ilmini aldım. Leb demeden leblebiyi anlayacak kıvamdayım.

Açıklık, şeffeflık, bilgi edinme hakkı gibi beylik lafları dillerine pelesenk edenlerin halipürmelali malesef budur.