Üst üste alınan galibiyetlerle hem keyifler yerindeydi hem de özgüven patlaması vardı Trabzonspor’da. Taraftarda havaya giren takımının Fenerbahçe karşısında sahasında galip geleceğinden emindi. Bende Trabzonspor’un galip geleceğinden kuşkum yoktu.
Ama gel gör ki Fenerbahçe, Trabzonspor maçına öyle konsantre olmuş ki bunu daha maçın başında hissettik.
Evet, Trabzonspor öyle maçı boş vermiş değil tabi sahada mücadelesini sonuna kadar vermesine verdi ama sonuç olarak puan tablosuna pozitif bir değer katmayı başaramadı.
Bu karşılaşma da beraberlik iki takımada yaramayacağı için bir taraf kazanması gerekiyordu. Üzücü olan yakaladığı çıkışı ezeli rakibi Fenerbahçe’yi evinde yenip zirveye demir atacaktı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Trabzonspor eline geçen fırsatları değerlendirmeyi başaramadı, açıkçası maça beklenilen derecede asılmadı. Rakip Fenerbahçe ise aksine karşılaşmaya hayli asıldı. Birçok gol pozisyonuna Uğurcan izin vermedi. Aksi halde işin rengi bayağı değişirdi. Bu karşılaşmada Ekuban, Bakasetas, Serkan ve Djaniny beklentilerden uzaktı. Trabzonspor’un maçın son bölümünde oynadığı etkili futbolunu karşılaşmaya yayabilseydi sahadan galip ayrılan taraf Trabzonspor olurdu.
Hele hele Avcı’nın Serkan’ı değişmesi gerekirken Ekuban’ı tercih etmesi yanlış bir hamleydi. İleri uçta ki futbolcularla, onlara yardım edecek isimlerin arasında ki mesafe uzak olunca bir türlü pozisyon üretilemedi. Avcı’nın 90 dakika boyunca bu soruna parmak basmaması da bana enteresan geldi. Bu müdahaleleri yapmaz kenardan seyrederseniz mağlubiyette kaçınılmaz olur. Kalın sağlıcakla...