Galatasaray’ın FETÖ sicili herkesin malumu. Hakanlarından Ariflerine ve İsmaillerine uzanan bir rabıtayla iliklerine kadar bu ihanet şebekesinin arka bahçesi olmuşlar demek iftira olmasa gerek. Aldıkları nice şampiyonluklarda tespitli olmasa da FETÖ parmağı olduğu kanaati herkeste mevcut çünkü.
Milli takımlar teknik direktörlerinden milli takımlara oyuncu seçimine kadar birçok şeye FETÖ’nün bulaştığı artık bir sır değil.
Yeter ki sen FETÖ’ye himmet ver yeter.
Bu şartlarda diğer takımların esamisi mi okunurdu...
Nitekim okunmadı da...
FETÖ olmadığı yıllarda üst üste şampiyonluklar alan Trabzonspor FETÖ peyda olduktan sonra hep kenarına kadar geldi ama koparıp alamadı.
Tesadüf diyenlere gıdıklayın da birlikte gülelim diyorum.
Bursa’nın şampiyon olmasında bir FETÖ parmağının olduğu gazetelerde yer aldı.
Ne kadarı hakikat bilinmez ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz sözü de ortada duruyor.
Şimdi gelelim Fener’in FETÖ ile iltisakına...
Ananaslar muzlar görüşmesinin failleri Fener’de bayağı bir yer işgal ediyordu. Sonra oyuncular bakımından da bir iltisak olduğu Emre’den Bekir İrtegün’den mütevvelit gazetelerde yer aldı.
Günahları başına ama soğan yemeden ağız kokmaz sözü de bir kenarda şöylece bir dursun.
Sonra bu iki oyuncu şike şaibesine bulaştığında ismi İstanbul Büyükşehir olan şikeden sonra pat diye isim değiştirme ihtiyacı hasıl olan Başakşehir aynı oyuncuları bir anda sinesinde barındırdı. Bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın oğlu Fener yönetiminde olunca bir de TUSKON’cu enişte Kavurmacı da meselerin öznesi olunca bazı şeylerden şüphelenmek septizm olması gerek.
Aziz beyin Zekeriyalarla halı saha maçları ayrı bir hikaye...
Bir de Başakşehir fol yok yumurta yokken İrtegün ile iltisakını sonlandırması ve peşinden oyuncunun bir soruşturma geçirmesi birilerinden birilerine gizli bilgi akışı olduğuna delalet değil de nedir?
Ben günah mezarcısı değilim ama basından okuduklarımı ardı ardına koyduğumda pek de pirüpak bir manzara göremiyorum.