Peygamberimiz (sav) erkekleri eşleri konusunda şöyle uyarıyor: "Sizler onları Allah'ın sözü üzerine alıp kendinize helal kıldınız." Bunun anlamı şudur: Nikah kıyarken siz zor bir mukaveleye imza attınız. Hanımınızla evlilik imzası attığınızda, nikah kıyıldığında diğer yandan da Yüce Allah'a bir söz verdiniz. Ben bu hanıma bütün haklarını birebir vereceğim dediniz. Peki neydi bu haklar?: Eşinize söz verdiğiniz mehri vermeniz lazım. Ya evlilik esnasında veya sonra. (Nisa, 4) Mehir, evlenen kadının gelecek güvencesi olarak eşinden istediği altın, daire, arsa olabilir. Eşinizin her türlü ihtiyacını ve geçimini sağlamalısınız. Elbette ki gücünüzün yettiği kadarınca. (Bakara, 233) Bu hususta hanımlar da eşlerine karşı anlayışlı olmalı, kocasını gücü yetmediği yükümlülüklere zorlamamalıdır. 

İYİ YÖNLERİNİ GÖRÜN

Eşinizin, sinirlilik, tembellik gibi varsa kötü huylarını görmezlikten gelin. Zira eşinizin hoşlanmadığınız bir tarafı varsa, elbette hoşlanacağınız yönleri de vardır. Çocuklarınıza bağlılığı, eve sadakati gibi... Siz bunları da görün. Bazı hatalarına göz yumun. Bazen size sinirlenip bir söz söylemişse, hemen acı bir cevap vermeye yönelmeyin. Ev işlerinde ona yardım edin.

Hz. Peygamber (sav), eşlerine ev işlerinde destek olurdu. İçeceği suyunu kendisi alır, ayakkabısını kendi yamardı.
Eşiniz için süslenin. Güzel görünün. Bizler çoğu kez dışarısı için süslenir, kokulanır, en temiz elbiseyi giyeriz ama evde çok perişan bir halde otururuz.

Eşimizin üzerimizdeki hakkı dışarıdaki insanlardan elbette çok daha fazladır. Eşinizin sırlarını yaymayın. İleride boşansanız bile onların gizli hallerini çevreyle paylaşmanız en büyük günahlardan biridir. Erdemli kişiliğe aykırıdır.
Hz. Peygamber (sav) bu hususta şöyle buyuruyor: "Mahşerde en kötü insan eşiyle yakınlaşıp sonra da onun hallerini sağda-solda konuşan kişidir." Eşinizi ibadete teşvik ediniz. Ama siz güzel örnek olunuz. Eşinizin onurunu, iffetini, saygınlığını koruyun. Gelin-kaynana anlaşmazlığında annenizi de, eşiniz de ezmeyin.

 ***

Merhamet cennet ehlinin özelliğidir

Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (sav), şefkati ve bütün mahlukata merhametli davranmayı tavsiye buyurmuşlardır: "Merhamet edenlere Rahman olan Allah-u Teala da merhamet buyurur. Yeryüzündekilere şefkat ve merhamet ediniz ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin." (Tirmizi, Birr)

 Numan bin Beşir'den (ra) rivayet edilen bir hadiste de şöyle buyrulmaktadır: "Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğunda, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve hastalığa tutulurlar." (Müslim)

Allah Resulü (sav): "İki zayıf kimsenin, yani yetimle kadının hakkını zayi etmekten herkesi şiddetle sakındırıyorum" (İbn Mace, Edeb) buyurarak, hanımlara ve yetimlere merhametini göstermiştir. Bir keresinde torunu Hz. Hasan'ı öperken, "Benim on tane evladım var, bunlardan hiç birini öpmedim" diyen kişiye: "Şefkat ve merhamet göstermeyen kimseye, Allah da kendi rahmetini ihsan etmez" (Buhari) buyurdular. "Hizmetçimizin kusurlarını ne kadar affedelim?" diye kendisine sorulduğunda: "Onu her gün yetmiş defa affediniz" (Ebu Davud, Tirmizi) buyurarak, köle ve hizmetçilere karşı yumuşaklıkla muameleyi tavsiye etmişlerdir. Onun (sav), hayvanlara şefkati de son derece fazla idi. Bir gün, yuvasından yavrularını alarak, anne kuşu tedirgin eden kimselere: "Kim bu zavallının yavrusunu alarak ona eziyet etti, çabuk yavrusunu geri verin" (Ebu Davud, Edeb) buyurmuş ve "Konuşamayan hayvanlar hakkında Allah' tan korkun" (Ebu Davud, Cihad) diyerek, hayvanlara karşı merhametli olmayı emretmişlerdir.