Şehir Trabzon olunca nereye kazma vursan oradan tarih fışkırmaya devam ediyor.

Şimdi de, Pazarkapı’da belediye ve kaymakamlık binalarının yapımı için kazılan alanda Roma İmparatorluğu döneminden kalma antik Hadrian Limanı’nın kalıntıları bulunmuş.

Keşke bulunmasaydı!

Dünyanın sayılı büyük limanlarından olan o alan, eloğlunun elinde olsa turizme katkı sunulması adına adeta seferberlik ilan edilirdi ama bizde olay tam tersine işledi. Biz ne mi yaptık?

O alana, kato ve kamyonla malzeme taşınmasına göz yumduk.

Daha da ötesi Trabzon’un üç bin yıllık geçmişine ait tabakalar tüm çıplaklığı ile orada dururken ne arkeolojik çalışma yaptık ne de alandaki tarihi yapıları tespit ettik.

Özetle göz göre tarihi bir değeri daha çöp ettik.

***

HAVADAN VAR KARADAN YOK
Cumhuriyet tarihinin en büyük alt yapı projesi; İstanbul Yeni Havalimanı.

İGA’nın yani İstanbul Grand Airport’un CEO’su Kadri Samsunlu’nun daveti ile bu yapıyı daha açılmadan yerinde görme şansı yakalayanlardanım.

Türkiye’nin yeni havalimanı kendisine ayrılan alan olarak dünyanın en büyük havalimanı arazisine sahip ve 76 bin 500 dönüm alanda inşa ediliyor.

Yeni havalimanı 29 Ekim’de resmen açılacak ama projenin tamamen hayata geçmesi on yılı bulacak. Faz faz hayata geçecek olan yeni havalimanında şu anda tamamlanmak üzere olan FAZ 1A bölümünde her türlü hava koşulunda bile iniş kalkış imkanına sahip iki adet pist bulunuyor.

FAZ 2’nin inşaatı ise 2022 yılında tamamlanacak. Bu fazda da Terminal 2 ve 3750 metrelik doğu-batı aksındaki 4. yedek pist olacak.

Aynı anda FAZ 3 olarak adlandırılan 5. paralel pist te devreye girecek ve bunların tamamlanması da 2023’ü bulacak.

Son olarak ise FAZ 4 inşa edilecek ve 6. pist İstanbul ile buluşacak. İstanbul Yeni Havalimanı tam donamlı haline 2028’de gelecek.

Kullanım kapasitesi arttıkça havalimanı da pistlerini arttıracak yani.

İnşaat için şu ana kadar harcanan toplam para ise yaklaşık 7,5 milyar avro.

Anlayacağınız, bütün her şey düşünülmüş havalimanını kullanacak yolcular ve çalışanlar için.

Başta da belirttiğim gibi tarihin en büyük projesi.

Buraya kadar olanlar proje üzerinde havalimanının artıları.

Tabi bir de eksileri var!

Mesela havalimanına şuanda karadan ulaşım yok.

Çünkü yol ağı dahi tamamlanmamış. Metro hattı bile sadece projede görünüyor.

Hava ulaşımında çığır açan projeye karadan toplu ulaşım felaket derecede kötü yani. Sadece şimdilik otobüs ulaşımı mevcut.

Önce bu sıkıntı aşılmalı.

Eğer aşılmazsa; havalimanı ulaşım yokluğunun gölgesinde kalır, ‘dünyada çığır açacağız’ diye lanse edilen işle de dünyaya rezil oluruz.

Bu eksikliğin giderilmesi ile birlikte ortaya çıkan eser, vizyon olarak Türkiye’ye büyük katkı sunacaktır.

Memlekete hayırlı olsun diyelim.

***

SPOR ŞEHRİ AMA...
MÜSİAD’ın Trabzon basını ile buluştuğu toplantıda Celil Hekimoğlu da dostane bir sohbet gerçekleştirdi.

Aynı zamanda Hekimoğlu Trabzon Futbol Kulübü’nün başkanlığını da yürüten Hekimoğlu, belediyelerin de desteği ile 32 dönümlük bir alanda Trabzon futboluna hizmet vermek için sportif bir tesis inşa ettiklerini belirtti.

Hayata geçirecekleri tesisin Avrupa’daki birçok kulübün yatırımını aratmayacağını da belirtti Hekimoğlu.

Peki, Hekimoğlu kulübü ve şehri adına bunları yaparken Trabzon’da bu kulüplerin maçlarını oynayabilecekleri bir stadyum var mı?

Ben cevaplayayım, yok!

Bir spor kulübü, şehre tesis kazandırma adına bu tarz girişimlerde bulunuyor ancak, spor şehri kimliği ile övünen Trabzon’un sözüm ona yöneticileri bu kulüplerin maçlarını oynayabilecekleri bir stadyumu aynı şehirle buluşturamıyorlar.

Bundan da öte mevcut statların bakım ve onarımları yapılıp, eksikleri dahi yerine getirilemiyor. Spor kulüpleri çok şey istemiyor aslında, sadece sportif faaliyetlerini sürdürebilecekleri semt sahalarının çoğalmasını talep ediyorlar. Yenisi yapılamasa da mevcudun eksiklerinin giderilmesi de sorunu çözer açıkçası. Hiç olmazsa Ahmet Suat Özyazıcı Stadı’nın dört tarafı tribünle çevrilip bu sıkıntı giderilemez mi? Hatırlatayım istedim.

***

DENİZ'E HAYAT OLALIM
Yaklaşık 4 yıl önce yumuşak doku kanseri nedeniyle, benim de Trabzon Lisesi’nde aynı sınıfı paylaştığım annesi Damla’yı kaybeden ve 2,5 yıl önce lösemi teşhisi konulan Deniz Bartu Menteşe, KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nde kendisine umut olacak kök hücre bağışçısının bulunmasını bekliyor.

Minik Deniz Bartu ve aynı kaderi paylaşan hastalara bu konuda umut olmak isteyenlerin yapması gereken tek şey, gönüllü bağışçı olmak üzere Türkkök’e başvurmak. Hadi, neyi bekliyoruz!

Başvurumuzu yapalım, Deniz Bartu ve diğer hastalarımıza hayat olalım.