Karadeniz'de herkesin ailesinden birer ikişer sevdiklerinin ölümüne sebep olan Çernobil 28 yaşında..
26 Nisan 1986 günü Çernobil deki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombalarının 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı, radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı. Yağan yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere indirdi. 
Kazada 4 bine yakın insan yaşamını kaybetti.
Ölüm bulutları ise Karadeniz’in üzerinden hiç ayrılmadı.
Bölgede kanserden ölüm vakaları her geçen yıl artmaya devam etti.
28 yıldır aslında hep aynı şeyler yazılıyor, konuşuluyor ama geldiğimiz noktada değişen bir şey yok.
Çernobil faciası insanlık adına yapılmış bir katliam.
Kim ağır bedeller ödüyorsa işin farkına işte o zaman varıyor
Oysa ölüm bulutları hep üzerimizde oldu, hiç ayrılmadı.
Sevdiklerimizi aldı gitti.
Tıpkı Kazım Koyuncu gibi..
Kazım çok direndi, çok mücadele etti ama olmadı.
Kısa ömrüne dolu dolu bir yaşam bırakırken ölüm döşeğinde bile Çernobil’i unutmayın unutturmayın mesajı verdi.
Genç yaşta kanserden kaybettiğimiz Trabzonlu gazeteci Sibel Kalaycı “Kansere gülümsemek” adlı kitabında Çernobil’in etkileri üzerine çok önemli yazılar kaleme almıştı.
Sibel’i 37 yaşında kaybettik
Çernobil faciasından sonra ailesinden yedi kişi kanserden ölen Sibel Kalaycı, Çernobil'in sekizinci kurbanı olmuştu
 Yine başka bir değerli sanatçımız olan ve kanserden kaybettiğimi Osman Yağmurdereli de Çernobil’e dikkat çeken açıklamaları ile hafızalarda.
Sibel ile Osman Yağmurdereli bir panelde hem kendi yaşamlarını hem de bundan sonra olacaklarla ilgili toplumu aydınlatmak için çaba sarf etti.
Çernobil’i anlatmaya çalıştı
Şimdi ikisi de aramızda yok..
28 yıl önceki yaşanan kanserden ölüm vakaları ile aradan geçen bunca yıl zaman zarfı içindeki ölümleri biri çıksın ortaya koysun.
Çernobil’i ekmek arası köfte gibi göstermek isteyen zihniyetler var ne yazık ki hala aramızda..
Çernobil ihmali, Çernobil ardından öne çıkan siyasi ve ekonomik rant kaygısı yüzünden ölmeye devam ediyoruz..