Yaşadığımız, Cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci deprem felaketi bizi biz yapan değerleri bir kez daha dosta düşmana göstermemizi sağladı.
Tüm ülke olarak depremin yarasını sarmak için seferber olunca, bu yardım yarışında Trabzon’un en ön safta yer aldığına şahitlik ettik.
Zaman zaman şehrin üstüne çirkef saçmaya çalışanlara da en güzel cevabı verdik.
Dolayısı ile çok ama çok gururlandık.

***
Durumun tam aksi yanı da yaşanmadı değil.
Ülkenin dört bir yanından öyle haberler geldi ki yüz karalığının bu kadarı da olmaz dedirtecek cinsten.
Deprem bölgesine yollanacak battaniyenin fiyatını üç katına çıkaranı mı ararsın, borsada demire/çimentoya parayı basanı mı ararsın, marketleri yağmalayanı mı ararsın!
Hepsi bizim ülkemizde.
Ortada binlerce cenaze dururken bunları yapmak hangi ahlakla bağdaşır acaba?
Aslında enkazın altında kalması gereken bu anlayıştır.
Ve en önemlisi de devletin bu anlayışa geçit vermemesi lazımdır.