Türk Milletinin bütün fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, memleket ve devlet o derece kuvvetli olacaktır. Türk Milleti geçmişten gelen ve yüzyıllarca varlığını devam ettiren bir toplumdur. Türk gençliği geçmişini tanımadan ayakta kalamaz.

Kudretli devlet olmanın esas unsuru millî kültürü yaşatmaktır. Gençliğimiz kendi kültürünü ve ecdadını tanıdıkça gelecekte daha büyük işler yapma azmine sahip olacaktır.

Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk "Milliyetçiliğin modern bir millet olma ve millî bir kültüre kavuşma hususundaki mühim rolünü sezmiş, onu umdelerinin başına koymuştur."

Millî tarih ve millî kültür şuuru ile bezenmiş bir kişi devlet ve idare adamı ise siyasette, öğretmen, profesör ise eğitimde, din adamı ise ahlâk ve manâvîyatta, edebiyatçı ise şiir, hikaye, roman ve piyeste, san'atkâr ise resimde bekanın sağlanması, topluca ilerlemek, yükseltmek, yüceltmek hedefine yönelecektir. Bu tablo milletin şanla, şerefle ebedileşmesini tasvir eder.

Osmanlı devletinin yıkılış sebeplerini uzun uzun açıklayan Mustafa Kemal Paşa, gerçek yıkılışın kendimizden uzaklaşmakla gerçekleştiğini belirten şu unutulmaması gerek sözü söylemiştir. “ANLADIK Kİ, KABAHATİMİZ KENDİMİZİ UNUTMAKLIĞIMIZMIŞ"

Günümüz dünyasında ve Türkiyesinde millî kültür kavramı daha da önem kazanmıştır. Dünyanın küçüldüğü, internet ağlarının evlerimizi, işyerlerimizi, okullarımızı sardığı bir dünyada millî kültür, millî his, millî benlik kavramları daha çok unutulur hale gelmiştir veya getirilmeğe çalışılmaktadır.

Globalleşme maskesi altında Türk gençliği adeta beynelmilel bir kitle haline getirilmek istenmektedir. Türk gençliği ve Türk milleti Atatürk'ü anlamayan veya anlamak istemeyen ilim adamları, bürokratlar, siyasetçiler, iş adamları vs. gibi kişi veya gruplar tarafından daima istismar edilmiştir.

Türk milletinin büyüklüğüne, Türk tarihinin binlerce yıllık tarihine kayıtsız kalan bu zihniyetler hem devleti hem de milleti özelikle Batı dünyası karşısında küçük düşürmüşlerdir. Halbuki Ulu Önder Atatürk yıllar önce dünyanın bize saygı göstermesi için bizim önce kendimize saygı göstermemiz ve millî benliğimize sahip çıkmamızı adeta haykırmıştır. Atatürk'ün şu sözleri günümüz devlet adamlarına, bürokratlarına, iş adamlarına, gençliğe, kısaca Türk milletine adeta bir vasiyettir. Şöyle diyor Büyük Önder; “Dünyanın bize hürmet etmesini istiyorsak, evvelâ biz, kendi benliğimize hürmet edelim. Benliğimize ve milletimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün ef'al ve hareketimizle gösterelim. Bilelim ki, millî benliğini bulamayan milletler, başka milletlerin şikârıdır.(avıdır)”

Büyük Atatürk millî kültürün ihmal edilemeyeceğini, millî kültürünü ihmal eden milletlerin geleceğinin musibet ve izmihlâl olduğuna dikkat çekerek; Türklerin millî kültürlerinin çok kuvvetli olmalarından dolayı "asırların vurduğu darbeler karşısında mevcudiyetini müdafaaya muvaffak olduğunu" önemle belirtmiştir.

Öyle ise özellikle gençlerimizin Atatürk'ü çok iyi bilmeleri ve O'nun gösterdiği yolda yürümeleri Türk devletinin geleceği açısından da çok önemlidir.