“Ben Maçkalıyım!” demekle Maçkalı olunmaz! “Maçka'da yaşıyorum!” demekle hiç olmaz! Maçkalı olmak tüm tarihini bilmektir! Onunla da yetinmeyip tarihine sahip çıkmaktır! Dahası da Maçka için yazılanları okumaktır Maçkalı olmak!
Maçkalı olmak demek, Vazelon Manastırı'nın MS 270 yılında inşa edildiğini ve manastırın İncil'deki Vaftizci Yahya Peygamber'e adanmış olduğunu bilmek demektir! Maçkalı olmak, Manastır Vazelon ismini, üzerinde bulunduğu “Zabulon Dağı”ndan aldığını bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Sümela Manastırı'nın MS 365-395 tarihleri arasında inşasına başlandığını, şimdiki durumuyla varlığını 13. yüzyıldan itibaren sürdürdüğünü bilmek demektir! Maçkalı olmak, Sümela Manastırı ismini kurulmuş olan dağın tarihteki isminden aldığını ve diğer bir isminin de Panagia olduğunu bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Kuştul Manastırı'nın adının Peristera olduğunu bilmek demektir! Maçkalı olmak, Kuştul Manastırı'nın Esiroğlu Şimşirli köyünün sınırları içinde olduğunu, MS 752 tarihinde yapıldığını ve tek giriş kapısı bulunan manastırın yetmiş iki odaya sahip olduğunu bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Maçka'nın Persler, Romalılar, Bizans ve Komnenos Devleti'nin sınırları içinde yer almış olduğunu bilmek demektir! Maçkalı olmak, Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılında Trabzon'u fethetmesi ile birlikte Osmanlı hakimiyetine girdiğini bilmek demektir.
Maçkalı olmak demek, Osmanlı idaresinin yerleşik Hıristiyan ahalinin dini yaşamına müdahale etmediğini ve manastırların faaliyetlerini sürdürmelerine müsaade etmiş olduğunu bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Kafkaslardan gelen Oğuz Bayındır boyundan olan Boğaç Han ve Kaan Turali Han'ın tarihini bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Maçka yaylalarının tarih boyunca Otoktonlar, Persler, Romalılar, Bizanslar, Komnenoslar, Türk Beylikleri ve Osmanlılar tarafından Doğu Anadolu'dan Karadeniz'e ulaşmak için geçiş güzergahı olarak kullanıldığını bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, 1916 yılında Rusların Trabzon'u işgali etmesi ile Maçka'nın da Rus hâkimiyetine girdiğini ve 15 Şubat 1918 yılında tekrar bağımsızlığına kavuştuğunu bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, 1923 yılında yapılan anlaşma gereği Maçka'nın yerli Rum halkının gözyaşları içerisinde topraklarını bırakıp Yunanistan'a göç ettiğini bilmek demektir! Maçkalı olmak, 1923-1929 arası geçen altı yılda, Maçka'nın Türkleri, Rum komşularının köy ve arazilerini “Bir gün geri dönecekler!” umuduyla korumuş ve yağmalanmasını engellemiş olduklarını bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Trabzon'da 1929 yıllarında meydana gelen büyük afet sonucu köylerini, tarlalarını, evlerini, yurtlarını, canlarını Karadeniz'e veren evsiz ve yurtsuz kalan insanların yeniden yaşama tutulmaları için Rumların bıraktıkları arazilere ve evlere yerleştirildiğini bilmek demektir!
Maçkalı olmak demek, Yunanlıların İzmir'i işgal ettiğinde bu esareti kabul etmeyip Maçka'dan padişaha telgraf çekecek kadar yürekli olmak ve vatan için ölmeyi göze alacak kadar da cesaretli olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, Kurtuluş Savaşı'nda Büyük Taarruzdan sonra İzmir'de alganlar içinde mücadele verip Yunan bayrağını indirip yerine Türk bayrağını çeken tarihe altın harflerle yazılan Haceveralı Şerafettin Yüzbaşı olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, edebiyatta Sabahattin Eyüboğlu, İsmet Zeki Eyüboğlu olmak demektir! Maçkalı olmak, şiirde Bedri Rahmi Eyüboğlu, Hikmet Subutay Karahasanoğlu, Ömer Kayaoğlu olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, Kara Afrika'ya yaşam veren insan, dünya tıp tarihine altın harflerle yazılan, Afrika kıtasında her ülkenin tanıdığı ve kurtarıcı olarak gördüğü mütevazı savaşçı Dr. Celalettin Algan olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, Atatürk'e kemençe çalan Ferhat Özyakupoğlu ve Hasan Tunç olmak demektir! Maçkalı olmak üç yüz elli civarında bestesi olan üretken insan Erkan Ocaklı olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, Atatürk'ün önünde defalarca horon oynamış Soldoy ekibini bilmek ve onlar kadar olmasa da insanın seyrettiğinde hoşuna gidecek kadar horon oynamak demektir!
Maçkalı olmak demek, iki dönem Trabzon Belediye Başkanlığı yapmış, belediye başkanlığının nazik, mütevazı ve insanları ayrıştırmadan nasıl yapılabileceğine örnek olan Sefer Özgür olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, insanca ve özgürce eğitim yapılabilmesi için eğitim emekçileri hareketinin büyük önderi, Gültekin Gazioğlu olmak demektir! Maçkalı olmak demek, Trabzon eğitiminde ilk sıralarda yer almak demektir!
Maçkalı olmak demek, tek başına Maçka tarihi ile boğuşan yüzlerce kitabıyla İlyas Karagöz olmak demektir! Maçkalı olmak, Ömer Turan Eyüboğlu gibi Trabzon'da ilk matbaa ve gazete sahibi olmak demektir! Maçkalı olmak, Avrupa boks şampiyonu olan Cemal Kamacı’nın heyecanını yaşamak demektir!
Maçkalı olmak demek, Yemen'de, Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, Rus Savaşında, Kurtuluş Savaşında, Kore Savaşında, Kıbrıs Savaşında, şimdi ise vatan bütünlüğüne göz koyanlarla mücadele ederken şehit düşenlerin yanında olmak demektir!
Maçkalı olmak demek, tarihi eserlerin, derelerin, yaylaların, mesire yerlerinin bu zamanki kirliliğini gördüğünde içinin cız etmesi demektir! Maçkalı olmak, bir türkü duyduğunda ona eşlik etmek, kemençe sesinde ise yerinde duramamak demektir!
Maçkalı olmak demek, köyde çayır biçmek, inek bakmak, tarla yapmak, kış için ormandan yakacak odun toplamak demektir! Maçkalı olmak, yeri geldiğinde en güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmek ve hiç çekinmeden okumak demektir!
Hordokop'ta, Mars Ormanları'nda ve yaylalarda şehitlerimizin yeri bulunmadıkça ben Maçkalı olamam! Sanatçı ve edebiyatçılarımızın isimleri anılmadıkça ve tanıtılmadıkça, Maçka unutturulmaya çalışıldıkça ben Maçkalı olamam!
Türk tarihine altın harflerle yazılmış Şerafettin Yüzbaşı ve Celalettin Algan'ın ismi bir yere verilmedikçe ben Maçkalı olamam! Doğamız ve derelerimiz korunmadıkça, Trabzon eğitiminde Maçka istenilen yere gelmedikçe ben Maçkalı olamam!
Maçka'nın tarihini, Maçka'nın sanatçısını, tarihi şahsiyetlerini görmezlikten gelmeye çalışan siyasetçiler ve yöneticiler akli selim davranmadıkça ben Maçkalı olamam!
Onlar, kendilerini Maçkalı olarak düşünseler de Maçkalı olamazlar!
Ya siz?