Periyotlama hatası mı oldu? Yoksa ‘Sabır Projesi’ hazırlık dönemi planlamasında mı saklı” başlıklı dünkü yazımı Konyaspor maçı ile ilgili olarak “... Futbolcuların bireysel performansları; yardımlaşmaları, oyuna odaklanmaları, oyun ritmini yüksek tutmaları ve sonuçta kazanma duygularını hissetmeleri geleceğe yönelik sabır hoşgörümüzü artıracaktır” şeklinde bitirmiştim.
Suk ve Muhammed’i hücumda derinlik sağlayarak yerleştirirken, bu oyuncuları arkada Okay, sağda Zeki Yavru, solda Mustafa Akbaş’ın yapacağı ani ortalar ile gol ile buluşturmayı planlayan bir diziliş ile başlayan Yanal, savunma bloğunun önünde yer verdiği Aytaç ile de oyunu yönlendirmeyi hesaplamıştı.
Konyaspor hücumcularının hareketliliği ve çabuk oynayarak savunma arkasına sarkma becerilerini dikkate alan Yanal, savunmanın önde kurulmasına izin vermedi. Böyle bir anlayışla oynanan ilk yarıda oyunun gelişmesi Trabzonspor bakımından istenilen biçimde olmadı. Sadece 24 dakikada Zeki’nin sağdan ortası ve yine 36 dakikada Mustafa Akbaş’ın bu oyun planına uygun iki önemli kanat ortaları ile Konyaspor kalesinde gol girişimi oluşturuldu.
Savunmadan uzun toplar ile çıkma, Trabzonspor’un başarılı olamayacağı bir oyun anlayışı olduğunu bu müsabakada bir kez daha gördük. Görülen ve devam eden bir olumsuzluk da savunma ve orta saha arası pas iletişimindeki aksaklıklarının henüz giderilemediğidir.
Trabzonspor ikinci yarıda oldukça farklı bir anlayışla oyuna başladı. Orta alanda, alan daraltılarak yapılan baskılar ile kazanılan toplar ve bu toplar ile ayağa isabetli paslar hem takımın özgüvenini artırdı hem de rakibin bu alandaki üstünlüğüne son verdi. 56. dakikadan itibaren orta alanda başlayan bu üstünlük ile müsabaka adeta Konyaspor kalesi önünde oynanan bir tek kale hücum oyununa dönüştü. Bu baskılı oyunun sonucu Sun’a yapılan faul sonrası kazanılan atışı gole çeviren Yusuf, Trabzonspor’a 3 puan getirdi.