Önceki yazımın başlığını hatırlatarak girmek istiyorum. 

Portekiz Gürcistan değil.

Yazdıklarımız ortaya birer birer çıktı.

Portekiz karşısında savunmada az hata yapmalıydık.

Orta saha çok adamla mücadele etmeliydik.

Basit goller yememeliydik. 

Ancak hiç birini beceremedik.

A Milli Takm yaz-boz tahtası olmamalı.

3-1’lik Gürcistan maçını bana göre o kadar üstün bir oyunla kazanmadık ama futbolda bir kural vardır, kazanan takım değişmemeliydi. 

Ama İtalyan hocamız 4 oyuncu değişimi yaparak başladı İtalya maçına.

Montella ilk 20 dakikada çok iyi oynayarak goller de atabilirdik diyorsa canlı olarak Dortmund’da acaba başka maçı mı izledim.

Kerem’in kaçırdığı bir pozisyon dışında atağımız yoktu.

A Milli takımımız bir hedef kovalıyorsa oynadığı maçlara elindeki en iyi 11 ile çıkmalı. Kumlukta değil Dortmund Signal Park’ta oynuyorsunuz. 

Milli takımı rezil-rüsva edemezsiniz.

39 yaşımda iki emekli ihtiyarın forma giydiği Portekiz, şampiyonanı en genç takımlarından biri olan Türkiye’yi hallaç pamuğu gibi atıyorsa başta sorumlu teknik direktör Montella.

Tabiki İtalyan ile birlikte takım yapan Hamit Altıntop’tur.

Milli takımda elle gösterebileceğiniz bir oyuncu var mıydı?

Yoktu tabi ki.

Oynayanda ve sonradan girenlerde bir katkı veremedi.

Orkun, rakibe attı.

Samet Akaydın 60 gün sonra kaleye geçen kalecisiyle anlaşamayınca topu kendi ağlarına bıraktı. 3. golde son adam olan Kaptan Hakan’ın ayağı kaydı.

Milli takımın ne yapmak istediğini çözen var mı?

Eski yıllarda en zor bilmeceler Cumhuriyet gazetesinde yer alırdı.

Milli takımda bu gazetenin bilmecesine benzedi.

Anlayan varsa beri gelsin.

Önemli olan adam gibi mücadele etmek. Kora kor.

Yenilmek te futbolda var. Eskiden şerefli yenilgiler dönemi vardı.

O dönem kadar da olamadınız Portekiz karşısında.

Montella bu futbol ile sen vezir değil ancak rezil olursunuz.

KAMİL ANAHAR-DORTMUND