Bu kez Kayseri maçıyla haftayı güzel bitirmek istedik.
İyi de başladık oyuna. Kadroda üç değişiklikle yaptı Abdullah hoca.
İlk 45 dakikada güzel işler yaptığımıza inanıyorum, bununda göstergesi direklere takılan gol pozisyonları ve kaçırdıklarımız oldu.
Oyuna önde pres yapan ve 35 dakika topa sahip olan, top çeviren, öne oynayan bir takım nasıl oluyor da bu basit golü yiyor anlamak mümkün değil.
Gelelim ilk yarı Kayserili oyunculara…
Yerden kalkmayan, her pozisyonda hakeme itiraz eden, çirkeflik yapan Kayseri’nin oyuncuları sonucunda taraftarını sahaya indirdi ve Bakasetas’a az daha vuruyordu.
Kayseri hani dosttuk, hani kardeştik!
Yok arkadaşlar yok, bizim bizden başka dostumuz yok. Bunu böyle bilesiniz.
O sahaya atlayan psikopat kimsin sen, nasıl bir insansın, yuh sana diyorum ve Kayseri camiasına da sesleniyorum; bu terbiyesizi affetmeyin.
İkinci yarıya yine deli toplu başladık, golü bulduk ve panik başladı.
Ölü Kayseri’yi canlandırdık.
Djaniny atacaksın buldun mu, atamazsan durum bu olur.
Abdülkadir Ömür’ü çok diri, istekli arzulu buldum.
İsmail için bir şey yazmayacağım artık yoruldum malzeme bu.
Son dakikalardaki bu panik neydi anlayamadım, şampiyonluğa oynayan bir takım böyle panik olmaması gerekir, milli maç arasını iyi değerlendirelim Fener’e hazır olalım.
Ayrıca Nwakaeme oyunda kalması gerekirdi hocam, o çıktıktan sonra adamlar komple hücuma çıktılar bırak dursun orda.