ZEHRA'NIN İÇİNDEKİ ZEHİR

Öğretmen de bir insandır. Doğrularının yanında nedenlerini bilemediğimiz sebeplerle yanlışları da olabilir.

Bir de kimseye önyargılı davranmamalıyız. Bilinen gerçeklerin ardında bilinmeyen gerçekler de olabilir.

İsterseniz biz susalım; Reşat Nuri Güntekin'in enteresan bir romanı olan Acımak konuşsun.

Romanın başkahramanı Öğretmen Zehra...

Okuyalım...

Zehra mektebin başmuallimidir. Yeni eğitim öğretimin bütün gereklerini yerine getirir, öğrencilerle bire bir ilgilenir; fakat öğrencilerin yaptıkları yanlışları asla affetmez. İçinde hiç acıma duygusu hissetmez. Maarif Müdürü de Zehra’nın bu özelliğinden çok muzdariptir. Çeşitli zamanlarda uyarmış olmasına rağmen hiçbir değişiklik görmemiştir. Maarif Müdürü Tevfik Hayri ile Vekil Şerif Hayri Bey Zehra’nın okulunu ziyarete giderler. Şerif Hayri Bey Zehra’ya babasının hasta olduğunu, bu nedenle İstanbul’a gidip babasını görmesini ister; fakat Zehra babasının olmadığını, o kişinin başka birisi olabileceğini söyler. İki gün sonra Maarif Müdürü’ne bir telgraf gelir. Zehra’nın babası Mürşit Efendinin ölmek üzere olduğunu, muallimin hemen yola çıkmasını bildirir. Müdür Zehra’yı çağırtarak hemen gitmesini ister. Fakat Zehra yine karşı gelir. Müdür fazla üstelemez. Biraz sonra hazırlanmış, elinde çantasıyla Zehra gelir ve gitmeye karar verdiğini söyler.

Zehra İstanbul yolunda babasının ailesine yaptıklarını annesini, ablasını ve anneannesini nasıl öldürdüğünü ve en sonunda da kendisini bir yatılı okula verip hiç arayıp sormamasını düşünür. İstanbul’a varır. Eski komşuları Vehbi Bey kendisini karşılar.

Niçin daha önce gelmediğini, babasının ‘Zehra, Zehra’ diye öldüğünü söyler. Eve vardıklarında babasının başında birkaç kadın vardır.

Babasını görmek istemez.

Kendisine babasının eşyalarının bulunduğu sandığın anahtarı verilir. Aslında bunu hiç istemez fakat sandığı açar, içinde bir günlük vardır.

Günlüğü okumaya başlar. Babasının ilk memuriyet yıllarını, annesiyle evlenmesini, anneannesinin davranışlarını okur.

Zehra daha önce bildiği şeylerin hepsini tam tersi olduğunu öğrenir. Aslında bu olaylarda bütün suçlunun annesi ve anneannesi olduğunu anlar.

Bundan sonra içinde bir acıma duygusu oluşur.

Hemen gidip babasının ayağını öper. Birkaç gün sonra okuluna tekrar döner ve artık Zehra’nın hiçbir eksiği kalmamıştır.

Acımayı öğrenmiştir.

Hayatın her anı öğrenmeyi lütfeder.

Yeter ki önyargısız ve temkinli olalım.

Gördüklerimizin ardında görmediklerimizin de olabileceğini hiç unutmayalım.