Milli maç sonrası, belki de yarı sezona bedel bir maçta Başakşehirspor’u sahasında ağırlayan Trabzonspor, maç başlar başlamaz kazanmayı arzulayan bir takım olarak sahada göründü. Daha önce oynadığı maçlara oranla daha yerli yerinde, daha arzulu ve elindeki kadronun bence en iyisini sahaya süren bir takımdı Fırtına. Başakşehir’e gelince; oyunu kendi alanında karşılayarak kontra ataklarla golü amaçlayan, bunun yanında hakem Zorbay’ın inisiyatifini de kullanarak beraberliğe razı olan bir takım görüntüsündeydi. Ölü taklidi yapan futbolcularla kurulu, Trabzonspor’dan bir gömlek daha alt düzeyde futbolun çirkefliklerini kovalayan bir takım olarak sahadaydı İstanbul ekibi.
Her şeye rağmen pozisyon bulduk mu? Evet, bulduk. Kazanmak için her şeyi yaptık mı? Evet, yaptık. Dakika yetmiş iki; sadece golü bulamadık. Hakem Zorbay’ın da maçın üçüncü dakikasından itibaren çaldığı düdükler, maçın sonuna kadar aynı tempoyla devam etti. İnsanın aklına, Haluk Ulusoy federasyon başkanı iken Trabzonspor’un en zor günlerini böyle hakemlerden gördüğü zamanlar geliyor. Şimdi Hacıosmanoğlu başkan. Demek ki değişen bir şey yok. Hangi maç olursa olsun, bizim Allah’ımızı şaşırttılar, hâlâ da devam ediyorlar. Ne kadar acıları varmış ki, bir türlü unutamıyorlar.
Hem VAR hem de saha içine yabancı hakem alalım. Doğru mudur? Doğru değildir. Türk futboluna en büyük zarardır, hatta ihanettir. İşte gol! Bize lazımdı, ne oldu zabıta takımı?