Doğan çocukların en çok beklenen günü yürümeye başladığı gündür. Ha deyip kimseye muhtaç olmadan yürüyen çocuk onu ilk görenlerin alkışını alır. "Yürüdü yürüdü" nidaları dolar etrafa.
Kılıçdaroğlu da yürüyor. Bence adaletten çok alkış almak için yürüyor. Çünkü referandumdan sonra parti içi dengelerin "mengeneye" aldığı Kılıçdaroğlu, bu "cendereyi" kırıp parçalamak için iyi bir gerekçe buldu.
Yani yürüyerek koltuğunu muhafaza edeceğini düşünüyor.
Yoksa bana sorarsanız Enis Berberoğlu'na da vurmuş.
Birileri çıkıp Kılıçdaroğlu'na "referandumda iki milyon oyum çalındı" dediğin gün neden Samsun'dan Ankara'ya yürümeye başlamadın diye sorar çünkü!
Bunu sorduklarında...
"Sizin oyunuzdan Enis Berberoğlu vekilim daha değerli benim için" mi diyecek.
Açıkçası bu yürüme bir devlet millet meselesi için yürüme değil, bir şahıs için yargının kararını protesto yürüyüşüdür. Arkasında da dediğim gibi koltuğunu koruma stratejisi vardır.
Şimdi Kılıçdaroğlu'nun amacı belli, onu bir kenara bırakıp bir de kaçkın ülkücüler var onlara bazı şeyler soralım:
Peki yargı kararları için belli mercilere başvurmak yerine yürümeye başvurmak ne kadar doğru?
Bu soru direkt Enis Berberoğlu'na içeriye düşmesinden dolayı destek atfeden bazı sürgün ülkücüleredir.
Onlar ya cehaletten ya da sefaletten bu desteği veriyordur..
Oysaki o sahip çıktıkları Berberoğlu "Susurluk 20 Yıllık Domino Oyunu" kitabında ülkücülere kan emici, vampir analamına gelecek yakıştırmalar yapmıştı. Hatta ülkücüleri bu topraklardan buhar etmek anlamında öneriler ileri sürmüştü. Şimdi böyle bir adam "vatana ihanetten" yargılandı, ceza aldı, bazı kaçak ülkücüler bu zat için gözyaşı dökmeye başladı.
Anlayan beri gelsin!
Sana cibilliyetinin hiçbir döneminde bırak desteği sempati bile beyan etmemiş, bilakis "katil sürüsü" sıfatlarını mezcetmiş bir kişiye hem de yargı kararı ortadayken destek vermek en hafif tabirle ayıptır. Başbuğ Alparslan Türkeş bütün ülkücüler için "Hepiniz bir Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin" dememiş miydi?
O zaman ülkücüleri katil sıfatıyla sıfatlandıran bu ihanetçi için bu yeis niye? Yoksa siz bayrağı yere düşürenlerden misiniz?
Neyse siyaset iki ucu kerh bir değnek.
Kimi yürür, kimi durur. Genelde amaç ilk gördüğünden uzaktır.
Yani siyaset, milli duygularla donanmamışların elindeyse böyleleri genelde sokakta çare arar.