Yazmak-çizmek de artık pek önemsenmiyor günümüzde. Eskiden gazeteci bir konuda -kendi görüşüne göre- eleştirel bir yazı yazmışsa ilgililer; o konuyu araştırır, sonucu hakkında yazı yazan kişiye ya da kamuoyuna yazılı açıklama yaparlardı basın aracılığıyla.
Bu yönetimsel gelenek unutuldu şimdilerde.
Ya şikayetler çoğaldı da, yanıt vermeye zaman bulamıyor yöneticiler...
Ya da, "Amaaan... Yazarsa yazsın, ne olacak... O muhalif..." anlayışıyla umursamaz bir tutumla "kötü yöneticilik" örneği sergileyenler var son zamanlarda.
Toplumsal yaşamın her alanında az da olsa alkışlanacak yöneticiler var elbet.
Eleştirilenler de tabii ki...
Alkışlanacak konulara imza atanlar; çoğu kez "görevini yaptı" şeklinde değerlendirilip alkış cimriliği ile karşılanıyor şimdilerde. Hele de başarıya imza atan kişiyle siyasal anlamda ters kutupta iseniz ne alkışı?..
Görmemeyi, konuyu konuşmamayı yeğleyenler de az değil aramızda.
Bu, "demokrat olma" zaafımızın kötü bir örneği ya da tedavi olması gereken hastalığı mı dersiniz?
Bu gerçeği böyle kabul edelim-etmeyelim ama; yönetici mevkiinde bulunanların görev alanları ile ilgili eleştirilere duyu organlarını; gözlerini, kulaklarını tıkaması, birşey olmamış gibi tutum takınmasına ne diyeceğiz, peki?
Bu hizmet anlayışının bir yanlışlığı da; eleştiri yapanlara "muhalif" damgasının vurulduğu acı gerçeği de varsa ortada...
Yasal eleştirilere bile katlanılamayan "hesapta demokratik" bir dönemden geçiyoruz.
Eleştiri de bir yazın/edebiyat alanıdır yapabilenler/becerebilenler için...
Diyeceğim o ki; her eleştirinin suç olmaktan çok, uyarıcı/yapıcı yönü ele alınıp değerlendirilmeli önce...
Her sanatçı yaşamı farklı şekilde algılar ve soluklar.
Eleştirmenler, çizerler/karikatüristler daha da farklıdırlar bu konuda.
Trabzonlu Şair/yazar Niyazi Tarakçıoğlu (Rahmetli) yaşamında sosyal konuları da dizelerine/satırlarına alıp yaralara parmak basarak görevini yapmıştı. İşte O'nun zamanın yönetimini eleştiren 13 Mayıs 1988 tarihinde yazdığı "Dedelerden Torunlara" adlı eleştirel şiirinden bir kaç dize sizlere:
"Sakın küfür etmeyin, sakın kızmayın bize/ Neler vermek isterdik, bilseniz neler size/ Kaptırdık yönetimi bir büyük hünersize/ O nedenle artıyor her geçen gün sorunlar/ Ah zavallı torunlar, vah zavallı korurlar."