Öngörülerimizin bu seçim döneminde nasıl da bire bir gerçekleştiğini görmekten memnunuz. Biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oyuna sunulduğunda teferruatıyla yazmıştık. Demiştik ki "bu yeni sistem Türkiye'nin ebet müddet yaşamasının anahtarıdır". Niye demiştik? Ülkenin bölünme tehlikesinin tarihin çöplüğüne atıldığını gördüğümüz için demiştik.
Dr. Devlet Bahçeli yeni sistemi ilk dillendirdiğine şahsen Türk Milliyetçiliği adına ilk kez böylesine umutlandım. Parlomenter sistemde Meclis'e giren bölücü bir parti gerçek emelini az gizlediğinde kurulacak hükümetlerde bakanlıklar alabilirdi. Bunun için yüzde onu geçmesi yeterli olabilirdi. Şimdi ise sadece Meclis'e kanun yapmak için girmekten öte yapabileceği bir şey yok. Çünkü bölücü fikirleri olan bir kişinin bu yeni sistemde 50+1 alması imkansız olduğundan böyle bir tehlike de doğal olarak ortadan kalkmış oldu.
Bu yalın gerçeği gören Dr. Devlet Bahçeli, eski karşılıklı eleştirilere aldırış etmeden memleketin bekası için ekmeği fırına verdi. Şimdi bölücü parti iktidar için değil sadece Meclise girmek için yarışmanın ötesinde ne yapabilir?
Önceleri bu sisteme karşı çıkan muhalefet partileri de artık cılız seslerin ötesine gitmeyen bir kabullenişle yeni sistemin iyi olduğunu sahadaki siyasetleriyle ortaya koyuyor. Anamuhalefet 50+1 almak için hem dindarlara hem de başka gruplara Türk Bayrağı altında bulunmak koşuluyla vaatlerde bulunuyor. Hele sistem yerleştiğinde parti sayıları iyice azalacak, bölücü parti de ister istemez bütünlükçü bir partinin içinde meselesini ifade etmek mecburiyetinde kalacak.
Bahçeli bütün bu resmi herkesten evvel gören çok ülkücü(ülkeci) bir lider. Onu daha iyi anlamak için şu 24 Haziran'ın geçmesi gerekiyor. Hala Bahçeli'nin kişisel ikbal için ittifak yaptığını söyleyenler bir zaman sonra ittifakla bölünmez bütünlük arasındaki kuvvetli ilintiyi de idrak etmiş olacaklar.
Tayyip Erdoğan kızgınlığı ile idrak yolları tıkalı olanlar o nefretlerini dinginleştirdiklerinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hikmetini de içselleştireceklerdir.
Şahsen bu yeni sistem ortaya atıldığında geçmiş zamanlarda duyduğum bölünme endişesinden kurtuldum. Kim iktidara gelirse gelsin artık memleket geniş kitlelerin istekleri doğrultusunda icraat yapmak durumundadır. Bu sistemde iktidar olmak zordur. Lakin zor olduğu kadar da sağlam bir iktidar ortaya çıkacağından küçük grupların kötü emellerine boyun eğmek gibi popülist şaklabanlıklara da ihtiyaç bırakmayacaktır.
Devlet aklı terörü yendiğinde bu yeni sistemde memleket 20-25 bin dolarlara kadar bir milli gelire ulaşmanın da önü açılacaktır.
Benim aklı evvel bazı arkadaşlarım yeni sistemi savunmamdan mütevvellit bana eleştiriler getirmişlerdi. Şimdi ise destek verdikleri adayın iktidar olma şansını görünce dönüp bize bir özür beyanında hala bulunmuş değiller. Doğuya gidip on kişiye konuştukları zamanı da unutmuşa benziyorlar. Şimdi ise 50+1'in getirdiği kalabalıklara bakınca ülkenin nasıl da milli birliğe doğru evrildiğini ballandıra ballandıra anlatıyorlar.
Yarın da Bahçeli'nin öngörüsünü taktir edip ballandıra ballandıra anlatacaklarına dönük umutlarım hala tazedir.
Milli birliği tecelli ettirse Bahçeli ettirir gerçeği artık bir sır değil, meydanlarda görülüyor.