YAYLALAR BİLE ARTIK ŞEHİR OLDU!

Türkiye’nin insan odaklı yeni şehirleşme vizyonunu, gelişen koşullar çerçevesinde katılımcı bir şekilde belirlenebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen Şehircilik Şurasını takip etmeye devam ediyorum.
Daha huzurlu daha yaşanabilir ve güvenli gelecek için bu tür şuralarda yapılacak görüşmeler ve alınacak kararlar hayati önem arz ediyor.
İnanın hava-su kadar değerli ve kıymetli..
Fakat ne yazık ki ülkemizde bunun farkına varma noktasında ciddi eksiklerimiz var.
Şehirleşmede alt yapı ve mimari zenginlik her şeyin önünde geliyor.
Doğa ile barışık olmayan projelerin hayata geçmesi yüzünden yaşanan mağduriyet ortada.
Kaçak yapılaşma, çirkin betonlaşma ve sağlıksız kentleşme yüzünden yaşamın rengi değişmiş durumda adeta..
Mavi gökyüzüne inat yeryüzünü adeta cehenneme çeviriyoruz.
Her önüne gelenin kural tanımadan yaptığı konutlar bir-taraftan doğaya karşı başlattığımız savaş diğer taraftan..
Alın işte Karadeniz Bölgesini..
Hala derelerin üzerinde evler yapılıyor hala plansız-programsız yapılaşma sürüyor.
Ondan sonra da en ufak heyelan ve sel de acı felaketleri yaşıyoruz..
Sonra da isyan edip-sızlanıp gözyaşı döküyoruz..
Yazık değil mi ?
Yaylalar da bile durum vahim! Yaylalar şehirlere dönüşüyor..
Yıldızlı oteller, havuzlar, oyun salonları, alış veriş merkezleri ne ararsan var!
Akla mantığa sığmıyor..
Turizme hizmet adı altında yaylalar betonlaşıyor..
Şehrin stresinden bunalıp yaylaya kaçanlar gittiklerine bin-pişman oluyor!
Çünkü karşılarına başka bir şehir çıkıyor!
Hayvan otlatmayı-bağ-bahçe işlerini bıraktık arazileri adeta betonlaşmaya teslim ediyoruz.
Ondan sonrada niye yağ pahalı, et pahalı, doğal beslenemiyoruz diye dert yanıyoruz..
Yaylaları şehre çevirip amacı dışı kullanırsan olacağı budur?
Bırakalım yaylalarımız doğal haliyle özüne uygun kalsın..
Bırakalım derelerimiz kendi yatağında aksın!
Ormanlara dokunmayalım kuşların yuvalarını bozmayalım..
Doğa ile savaşmayı bırakırsak şehirleşmede istenen noktaya geliriz..
Yoksa ne kadar şura yaparsan yap, ne kadar konuşursan konuş hepsi boş!
Yaşadığımız çevreyi marka şehirler haline getirmek hepimizin elinde olan bir şey!
Kurallara uyar uymayana karşı tepkimizi koyarsak her şey daha güzel olur..