Aniden bir işiniz çıkar, düşersiniz yollara... Vardığınız yerde ilk işiniz konaklayacağınız, kalabileceğiniz bir otel/hotel ararsınız.
Bu arayış cebinizin derinliğine, cüzdanınızın kalınlığına bağlı olur.
Vardığınız kenti biliyorsanız sözünü ettiğiniz cep derinliğini, cüzdan kalınlığını düşünmezsiniz.
Geçim ve cüzdan bağlantısında bir terslik yoktur, herşey doğru orantılıdır.
Rahatsınız...
***
-Ülkemizde 70 küsür yıldır demokrasi denemesi yapılıyor mu?
-Evet...
-Peki, bunca denemeye karşın kazanılan bir demokratik deneyim niçin kazanamadık peki?
-Demokrasi algısında birliktelik sağlayamadık da ondan...
-Eee... Peki, bundan sonra ne olur?
-Böyle gelmiş, böyle gider!..
-Peki, bu doğru mu?
-Şimdiye değin doğru yapmadık ki, bundan sonra doğru olsun...
***
Bu ülkede demokrasi yerleşsin, kökleşsin, demokrasinin nimetlerinden yurttaşlar tam olarak yararlansın, kim istemez?
TBMM'de çoğul parti renkliliğini iki-üç partiye indirip "koalisyon öcüsü"nden kurtulmak için "baraj" formulü getiren anlayış/zihniyet şimdi "barajda boğulma tehlikesi" görünce paçalar tutuştu.
Kolkola girip, kafa-kafaya verip formül bulundu:
-Sıfırla!...
Bu ne demek mi? Amma da eğri kalplisiniz. Demokrasi için "sıfırla formülü" getirildi. Yüzde 10'luk "seçim barajı" için "sıfırla" formülü bulununca Türkiye'de "çoğul seslilik" yeniden başlayacak yine...
Gözümüz aydın!..
Hani, koalisyonla ülke yönetmek pek çok zorluğu getiriyordu, işler istenilen hızla yürümüyordu. Koalisyon partileri iktidar nimetlerini hep kendilerine yontuyordu.
Geçti o devir. Sen bugüne bak bugüne!..
***
Vallahi, ne diyeceğimi şaşırdım.
Dün başka, bugün başka... Yarın daha başka olacak bu gidişle. O nedenle de demokrasi adına olduğumuz yerde dönüp duruyor, tepiniyoruz habire...
Şu siyasetçiler var ya... Yine de yatacak yer buluyorlar kendilerine...
Helal olsun!...