YAŞLI VE GENÇ
Şu bir gerçek ki yaşlı insanlar, gençlerden saygı beklerler. Her yaşlı insanın doğasında vardır bu. Saygılı olan genç için, “Böyle evlat dostlar başına” derler. Çünkü o genç, hiç itiraz etmez karşısındaki büyüğünün sözlerine. Onların öğütlerinden dışarı çıkmaz. Doğruları, yanlışları yapacaklarını, yapamayacaklarını onlardan öğrenir.
Yaşamış, hayatın içinde saçını ağartmış bu insanların sözünden ve buyruklarından dışarı çıkmayan gencin her zaman sırtı sıvazlanır. Görmüş, geçirmiş bu insanlar, gençler için bir bilgedir, yol göstericidir. Gençler, yaşlıların anlattıklarını ve onların gençliklerini dinlerken onlara masal gibi gelir. Sanki bal akıyor o yaşlının ağzından. Biz de yazılarımızda acaba öyle mi öne çıkıyoruz onu bilemiyorum? Ama doğrusu öyle bir yaşlı olmayı da istemem. Çünkü “Böyle evlat dostlar başına” sözünden hiç hoşlanmam.
Genç dedin mi başarı gelir aklıma. Yaptıklarında, duygularında, düşüncelerinde başarı beklerim gençlerden. Dünü bilen ama yarına atlayan, dünyanın güzel olduğuna inanan gençler hoşuma gitmiştir hep.
Bana göre geçmişten gelen yanlışları benimsememeli genç. Geçmişteki olumsuzlukları birer birer masaya yatırmalı ve eleştirmelidir. Çağa, toplumuna ve insanlığa aykırı olanları ayıklamalı ve güzelleri korumalı ve ayıklananların yerine çağın getirdiği güzellikleri yerleştirmelidir.
Gençlerimiz, yaşlıları dinlemeli, dinlemeli de “Siz iyisini bilirsiniz efendim” yaklaşımı olmamalı. Konuşulanları açmalı, sormalı, irdelemeli ve kendi kültürü, aklı zekası ile birleştirerek sonuca gitmelidir.
Konuştuklarıma itiraz eden gençlere ben de sinirlenirim zaman zaman. Ama bakmayın o andaki benim kızdıklarıma. Bilin ki o anda benim de bencilliğim mantığımın önüne geçmiştir. Aslında insan benimsediği kişilere kızar. Benimsemediği, ilgilenmediği kişiye neden kızsın ki?
Gençlerin sorgulayanından hoşlanırım derken saygısızlıklarını hiç affetmem. Gençler, yaşlıların karşısına geçip onları hiçe sayar gibi davransınlar mı diyorum? Elbette ki yıllar, güçlerini kesmiş o insanlara, toplu taşıma araçlarında yer vermeliler. Hastane koridorlarında oturaklara onları oturtmalılar. Onların karşısında, sözlerine dikkat etmeliler, davranışlarını kontrol etmelidirler. Benim söylediğim başka bir şey. Ben fikirde, bilgide, doğruda kendi görüşlerinde, kendi bildiklerini tartışmada kimlikli, kişilikli olsunlar diyorum gençlerin.
Sokakta tanıdıkları bir yaşlıya saygıyla selam vermelerini kim istemez, kimin hoşuna gitmez ki? Biz yaşlılarımızın şahıslarına saygısızlığı hiç mi hiç kabul edemeyiz. Gençlerimiz, onların modası geçmiş , çürümüş kendi fikirlerinin doğruluğunda ısrarcı olmalarına karşı çıksınlar diyoruz. Belki gençlerin fikirsel karşı çıkmaları onların da iyiliğine olur. Bana göre saygı kuralları içinde tartışmalar yaşlıların fikirlerini,görüşlerini gençleştirir. Kemiklerini gençleştiremezler, yüzlerindeki çizgileri gideremezler, gözler altındaki mor halkaları yok edemezler ama doğru düşünmelerine, fikirsel gençleşmelerine katkıda bulunabilirler,dünyaya yeni gözle bakıp, yaşamanın tadını çıkarırlar. O güzelliklerin yalnızca kendi gençliklerine ait olmadığını anlar, yaşama, bilinçli sarılırlar. Onlar bugünden hoşlanır, yarına umutla bakarlar. Kalan ömürlerini hazla yaşarlar.
Kim bilir?