Futbol için geçerli bir deyiş vardır; zor oyunu bozar.
Hakikatten de öyle oldu. Orta alanda her iki takımın da birbirine üstünlük sağlama çabasında karşılaştıkları zorluklar pozisyonsuz, temposuz ve dolaysıyla heyecansız bir oyun izledik. Ta ki oyun 2-0 oluncaya kadar bu dakikadan sonra oynanan hesapsız oyun ,tempo, heyecan ve pozisyon zenginliği getirdi.Ancak,Uğur Demirok’un rakibe göre art arda yanlış pozisyon alması ile gördüğü sarı kartların kırmızıya dönüşü ile 10 kişi kalan Trabzonspor’un bu defa skoru koruma çabası ile oyun tek kale antrenman maçı gibi oldu.
İlk şut 20.dakikada Galatasaray’dan gelmesine rağmen oyun kontrolünü elinde bulunduran taraf Trabzonspor oldu.
Trabzonspor ileri uç adamları, Galatasaray’ın geriden oyun kurmasına,savunma adamlarına zaman ve alan baskısı yaparak müsaade etmediler.Bu oyun anlayışı, Galatasaraylı futbolcuların oyun konsantrasyonunu bozdu ve oyundan düşmesine neden oldu.Top ile buluşmada düşündükleri kolaylığı bulamayan ancak,top ile buluştukları alanlarda ise karşılaştıkları baskı nedeniyle Galatasaray oyunda olmayan takım görüntüsü verdi.
Konsantrasyon eksikliğinin yaşandığı 24.dakikada Yusuf Yazıcı’nın köşe atışında N’Doye ile golü bulan Trabzonspor oldu.
45. dakikada bu kez Galatasaray savunmasının arkasına atılan bir top ile pozisyon bulan yine Yusuf Yazıcı oldu ;vuruşu kale direğinden döndü.
Maç öncesi yayıncı kuruluş ile yapılan röportajda Galatasaray teknik sorumlusu Tudor,
Bu gibi büyük maçları büyük futbolcular alır. Dedi
Hakikatten de öyle oldu, 49.dakikada attığı mükemmel golle maçın alınmasında büyük katkısı olan Yusuf Yazıcı ‘nın futbol büyüklüğünü Türkiye Futbol Direktörü’nün görememesi düşündürücüdür.