Mübarek Ramazan ayında fakirlere hayır hasenat yapma konusunda çok daha fazla hassasızdır.
Hali vakti yerinde olan zenginlerimiz, hayırda adeta birbirleri ile yarışır.
Ayrıca, birçok yardım vakıflarımız, resmi kurumumuzda ramazan kolileri veya alışveriş fişleri ile fakir fukaraya yardım etmeye çalışır.
Niyeti halis olan tüm zengin vatandaşlarımızdan resmi kurumlarımızdan Allah razı olsun.
Buraya kadar her şey çok güzel.
Ancak bu yardımlar dinimizin gerektirdiği gibi eksiksiz yapılıyor mu?
Acaba bu yapılan yardımlar gerçek ihtiyaç sahiplerine mi ulaşıyor mu?
Özellikle şehrimizde yapılan yardımlar titizlikle mi yapılıyor yoksa gelişigüzel mi yapılıyor?
Şunun altını çizmek isterim ki işini düzgün yapan vakıflarımız, resmi kurumlarımız ve zenginlerimizi ayrı tutuyoruz tabi.
Muhakkak ki onlar, işlerini titizlikle yapıyorlardır. Yardımların anlam kazanabilmesi için gerekli ön araştırmayı yapıyorlardır.
Fakat bazıları gerçek ihtiyaç sahiplerini araştırmadan rastgele yardım yapıyor.
Hatta çok daha fazla ileri giderek yardım kolilerini ve alışveriş fişlerini fakir fukaraya dağıtmaktan ziyade kendi yakın tanıdıklarına bazı eş dostlarına dağıttıklarına şahit oluyoruz.
Öyle ki yardım kolilerini ve alışveriş fişlerini alabilmek için bazı hali vakti yerinde olan insanların birbirleriyle yarıştıklarını da görebiliyoruz.
Peki soruyorum, yapılan bu yardımlar gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmadıktan sonra bir anlamı var mıdır?
Allah’ın rızası kazanmak isteniyorsa araştırarak gerçek ihtiyaç sahiplerini bularak bu yardımları yapmak gerek.
Şehrimizde sizce hiç mi ihtiyaç sahibi yok. Allah’tan başka kimi kimsesi olmayan hiç mi vatandaşımız yok?
Bir emekli maaşı bile olmayan hiç mi yaşlılarımız yok?
Dul ve yetimlerimiz artık kalmadı mı?
Elbette var.
Yukarıda vurguladığım gibi gerekli araştırmalarını yaparak yardımlarını gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştıranları ayrı tutuyoruz. Üzerlerine alınmalarına gerek yok.
Eleştirilerimiz iş olsun diye gelişigüzel, göstermelik sözde yardım yapmaya çalışanlara.
Bu yardımların anlamlı olabilmesi için titizlikle araştırmalar yapılmalı.
Yardım kolileri ve alışveriş fişleri, gerçek ihtiyaç sahiplerini ulaştırılmalı.
Dul kadınlarımız ve yetimlerimiz, öksüzlerimiz asla unutulmamalı.
İşte o zaman bu hayırlar Allah katında bir anlam kazanmış olur.
Bir de bu yardımlar yapılırken lütfen ‘Bir elin verdiğini öbür elin görmesin’ düsturuna da riayet edilsin. İnsanların gözüne sokarcasına reklam kokan hareketlerden uzak durulmalı.
Yardım yaparken insanların onurunu da zedelemeyelim.
Unutulmamalı ki fakirlerimizin de bir onuru, şerefi var. Yapılan yardımlar gizli yapılınca çok daha büyük anlam kazanıyor.
Şunu da vurgulamaktan geçemeyeceğim; bazı durumu iyi olan vatandaşlarımızadır çağrımız.
Evini geçindirebilecek kadar kazancı olanlar, lütfen alışveriş fişleri veya ramazan kumanyası alabilmek için kurumlara veya vakıflara baskı oluşturmayın.
Bırakın da yardımlar gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşsın. Bizim kültürümüzde düşenin elinden tutup kaldırmak vardır; aç olanların karnını doyurmak vardır.
Gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım etmek vardır.
Bu yüzden bu güzel hasletlerimizden hiçbir zaman taviz vermeyelim.
Bir de birçok STK, resmi kurumlar, büyük firmalar, iftar yemekleri veriyor. Durumu olmayanlar için gizli bir şekilde iftar yemekleri verseler ne güzel olurdu.