Yalan Rüzgârı Amerikan yapımı bir pembe dizidir. İlk olarak 26 Mart 1973 tarihinde Amerikan televizyon kanalı CBS'de yayınlanmaya başlamıştır. Zengin Amerikalı ailelerin aşk , entrika ve hırs dolu hayatları etrafında gelişen sürükleyici olayları anlatan bir dizi. Gösterime başladığı dönemlerde bütün dünyada izleyicileri ekrana kilitleyen bir izlenme özelliği vardı. Ülkemizde ise dizinin gösterileceği yeni bölümler, heyecanla beklenir, kimselere randevu bile verilmezdi!
Dizi Türkiye'de ilk olarak 1 Ocak 1990 tarihinde TRT 2'de yayınlanmaya başlamıştı. TRT yayın haklarını 1993'e kadar elinde tuttu. 1994'te ATV'ye, 1995'te Star TV'de, 1998 ve 2008-2009 yılında ise Show TV'de gösterilmişti. Muhteşem bir açılış müziği vardı.
İşin ilginç yönü, zenginlerin hayat entrikalarını anlatan bu diziyi ülkemizde daha çok maddi yetersizlikler içerisinde bulunan fakir kesimler izlerdi.
1980 ihtilalinden sonra, toplumu ve gençliği kontrol etmek, fakir kesimleri de uyuşturmak için bu tür pembe dizi operasyonları çok revaçtaydı.
Mesela yine hafızalarımızda hala bütün tazeliği ile duran aynı özellikte Dallas, dizisi vardı.1978-1991 yılları arasında yayımlanan haftalık pembe dizi tarihinin uzun soluklu dizilerinden biridir.
"JR" (Larry Hagman) karakteri, TV tarihinin en kötü karakterleri arasında anılmaktadır. Guinness Rekorlar Kitabına en çok izlenen televizyon programı olarak geçmiştir. "Who Shot J.R." bölümü ile 83 milyon izleyici toplamıştır. Bu inanılmaz bir rekordu. İzleyici sayısını arttırmak için, yapımcı firma da J.R’ı aratmayacak entrikalar çevirmekten geri kalmıyordu. Fragman gösterimlerindeki bazı heyecanlı sahnelerin sonucunun ne olduğunu devlet adamları, ünlü sanatçılar sorarlardı ancak cevap alamazlardı. Bu durum diziye olan ilgiyi daha da coşturur, dizi akşama soluksuz izlenirdi.
İnsanlar heyecanla izledikleri bu dizilerin uzun zaman etkisinde kalır, yalan ve entrika “dini bir engele” takılmasan toplumsal tahribata sebep olurdu.
Günümüzde de izlenme yüzdesi en fazla olan diziler bu tür yalanların, aile içi ensest ilişkilerin ve her türlü sapılık ile yalanların çokca kullanıldığı dizilerin olması tesafüf olmasa gerek. Toplum bu perişan haline o masum görülen dizilerle hazırlanmış meğer!
İşte bugün ülkemizde siyaset ile iştigal eden bazı sorumluların fütursuzca yalan söyleyip, bunu topluma kabul ettirmeye çalışmaları o yıllarda çokça izlenen “pembe dizilerin” toplumsal tahribatlarıdır. O dizilerde görüp hayranlıkla izledikleri yalanlara kendileri kolayca inandıkları için bu gün siyasi hedefleri için benzer yalanları söyleyip; nasılsa toplumun bu yalanlara inanacağı üzerinden faaliyet yapıyorlar.
Belgesiz, ispatsız, sadece iddia ve ithamlardan ibaret bu yalanlarla sonuç alınabilecek mi bilmiyorum ama, bildiğim tek gerçek şudur ki; yalan rüzgarlarının olmayan harmanlarımızı savurduğu bu günlerde en etkili zehrin “bala karıştırılarak” muhatabına yedirilen zehir olduğunun bilinmesi tek tesellimiz olacaktır.