Bakın bir karşılaştırma yapalım!
Amerikalı tarihçi, Prof. Justin McCarty’ diyor ki, “Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan’ da olurdu ama Trakya ve Anadolu’da kalmazdı. Yüz yılda tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası’ndan sürülmeleri ve atılmaları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz?”
Ve Amerikalı tarihçi devam ediyor; “ Ne Türk ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı, Türk neslini de kurtardı!”
Şimdi biraz düşünelim. Amerikalı tarihçi bunları dile getirirken bizdeki yerli dediğimiz çember sakallılar ve kendilerini aydın diye geçinen yazarlar çizerler Ulu Önder’ saldırıyorlar. Çocuklarımıza kin ve nefreti aşılıyorlar. Türklüğü dünya tarihinin en büyük saldırısı ile karşı karşıya getiriyorlar. Nedense halkımız masal dinlemeyi çok sever. Anlatılan siyasi masallara da inanır.
Cumhuriyetin kurucusunu din düşmanı olarak lanse edilerek Araplaşmayı üstün sayıyorlar. Bu gibi düşünenlerin amaçları açıkça bellidir. Geçmişte olduğu gibi emperyalistlerin maşalığına soyunan kişilerdir. Kıskaca alınmak istenen bir ülkenin kurtarıcısına onca hakaret ve asılsız iftiralar karşısında devleti yönetenler hala neyi bekliyor acaba?
Bu konuda çok yazdık ve hala yazacağız. Hiç umutlanmayın. Bir beklenti içinde olmayın. Asla başaramayacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın sonuna kadar kurucu ilkeleriyle beraber yaşayacaktır. Arap masallarına inandığınız kadar, Atatürk’e inansaydınız şimdi dünya devletleri arasında saygınlığımız olurdu.
Çember sakallılar, maşa olmayı bırakın da gerçekleri öğrenmeye çalışın. Sizlerin başlarınız ve omuzlarınız Türklüğü ve Atatürk’ün ağırlığını kaldıramaz. Hz. Peygamberimizin mezarını yıkıp yerini değiştirmek isteyen zamanın Suudi Kralı’na Atatürk’ ün çektiği telgrafı iyice okuyun bakalım. O zaman düşünceleriniz belki değişir.
İşte yabancı işte yerli!