YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN


Demek ki, göründüğü gibi olmayan.., ya da olduğu gibi görünmeyen niceleri dolanıyor aramızda.. Hz. Mevlâna’nın en çok beğenilen sözlerinden biri de : “Etrafında biraz dönsen, başın döner ve etrafının döndüğünü sanırsın.., aslında dönen sensin..”  Alın bu ulu sözleri, hangi zamana ve hangi insan tipine uyarlarsanız uyarlayın.., göreceksiniz ki.., “aslında” dönen biziz! Bu ülkede, evveliyatını bir kenara bırakalım da.., özellikle son 40 – 50 yıldır toplumun önüne geçen.., ya da geçirilmeye çalışılan.. isimlere ve etrafında oluşturmaya kalktıkları suni anaforlara bakın.. Anadolu toprakları üzerinde ömür tüketen bunca fâniler olarak, önümüze bir şekilde sunulan ucuz etin yahnisi ile.. günlük ihtiyaçlarımıza adeta bir yön vermeye çabalıyoruz maalesef..  Ucuz etin yahnisi.., bize ne kadar hoş görünse de.., bakıyoruz ki bir süre sonra bir mide fesadı başlıyor ve iğrenç gurultular halinde safra dışarı atılıyor.. Zira bünyelerimiz bu tür suni beslenmelerle iktifa edecek gibi görünmüyor.. Görünmez de..
Elimizde şükürler olsun ki artık her dile tercüme edilmiş.. Allah’ın Kuran’ı ve bunca sahih hadisler dururken.., Müslüman dünyasının, sonradan düzenlenen “çakma” kitaplara ve söylentilere itibar etmesinin istenmesi.. gibi bir gulgule, bu devrin insanlarının sahip olduğu bilgi çağında.. hoş görünüyor mu.., bu sığ tartışmalara gerek var mı..? Ya olduğumuz gibi görünmek, ya da göründüğümüz gibi olmak.., bizlere çok mu zor geliyor..? Takma kol, takma bacak nereye, hangi zamana kadar bizi yürütebilir ki..? Birilerinin zurnasını üfleme gayreti, ya da kemençesini çalma düşüncesi.., dünya tarihini açıp bakın.. şimdiye kadar kimseye bir menfaat sağlamadı, bundan sonra da sağlamayacaktır.. Allah herkese akıl, fikir ve feraset nasip etin.. Etsin ki bu badirelerden “artık” bir an evvel çıkalım.. Yeter artık bu kadar şarlatanlık! Safra, diye bilinen uydurma gıdaları hiçbir bünye kabul etmiyor.. Etmiyor..!! Bunca yıl geçti, bunca uygulamalar yaşandı.., bu işlerin arkasından koşturan, bu işlere rağbet eden tevekkellere bakın ki.., şimdiye kadar “hangisi” bir baltaya sap olabildi bu dünyada..!! Bu tevekkellerin arkalarına gizlenen yabancı istihbarat örgütlerinin, onları kullanarak üzerimize doğru açtıkları gizli savaşlar da cabası!..
Enver Paşa’nın zamanı vaktinde kurduğu “Teşkilâtı Mahsusa” örgütünün Anadolu ekseninde at koşturan üç adamından birisinin.. günümüze kadar sarkan bir kolu.. ta bu günlere kadar uzanabiliyorsa.., büyük günahların gölgelerinin.. ne kadar uzun olduğunu anlatıyor!
Her şeye rağmen, o ulular ulusu Hz. Mevlâna’nın yüce hikmetini bir kere daha analım, duymayan kulaklar duysun, mühürlü gözler ve kalpler açılsın, bazıları gaflet uykularından uyansınlar!
Ya olduğun gibi görün!
Ya göründüğün gibi ol !..