VALLAHİ ÜZÜLÜYORUM...

Tam fırsat...Tam zamanı...

Elbette başka nedenler de olabilirdi.

Aslında böyle bir durum ya da olay yaşanmaması, olmaması gerekirdi ama...

Yaşandı ve haklı olarak tartışıldı. Tartışılıyor.

Olay şu; biliyorsunuz kimi siyasilerin alkışlanma doyumsuzluğu nedeniyle her yerde ve her zaman böyle ortamlarda bulunmayı arzularlar, isterler.

Kulakları alkış ve slogan sesi ile çınlasın yeter.

Bu istek, kırılamayan bu arzu nicedir TBMM çatısı altına da taşındı, biliyorsunuz.

Meclis seyirci localarına gruplar halinde alınan seyirciler;  partilerinin  grup toplantılarında  genel başkanların konuşmalarını alkış tufanına tutarken, bir yandan da "Sen bizim herşeyimizsin!.." vb. sloganlar atma modası yaratıldı.

Bu slogan işi yarın nereye varır, orasını bilemeyiz.

İktidar, muhalefet partileri sözcüleri, artık böylesi alkış tufanını yaşamazlarsa kendilerini başarısız  gördüklerinden şimdilerde illerden gelen seyirci grupları da oluştu giderek.

Yeter ki gelsinler... Bir sorun yok böyleler için...

Bize kalırsa TBMM'nin geleneksel havasına  ters düşen bir gelişme bu...

Meclis'in ciddiyetine de yakışmayan bir manzara.

Ayrıca ilkel de...

Önceki gün TBMM'de -hangi parti grubunu bilemiyorum- grup toplantısını izlemeye gelen Eskişehirli emekli işçi Cafer Darı adlı yurttaşa izin verilmedi.

Nedeni de; giydiği "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" tişörtü...

Haydaaa...

İşe bakar mısınız? Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı, ulus iradesinin simgesi TBMM'ye; giydiği "Mustafa Kemal'in askerleriyiz"  tişörtü nedeniyle yurttaş alınmıyor.

Tişört çıkarttırılıyor ve o haliyle alınıyor.

Meclis polisi nedeni açıklamış: Son olarak yapılan seyirci yönetmeliği değişikliğindeki "Siyasi propaganda amaçlı eşyalar"mış...

Şimdi gel de şaşma!..

Peki, Yüce Meclis'in parti grup toplantılarında seyirci localarından yükselen ve tv kanallarından sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya yayılan partizan sloganlar ne oluyor?

Bu konuyu çeşitli vesilelerle iki-üç kez yazdığımı anımsıyorum. Yazdım ama, siyasetçilerin işine gelmemiş olacak ki, "kulak ardı" ettiler, dikkate almadılar.

Ama yaşanan son manzara ortada...

Grup toplantılarını amigo eşliğinde slogan atma arenasına çevirenlerin yarattığı hava hoşa gidiyor!.. Çünkü, işin içinde alkışlanma, övülme var, parti propagandası var.

Ama, yurttaş "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" tişörtü giyip MECLİS'e gelince " siyasi propaganda" oluyor.

Vallahi üzülüyorum. Tam fırsatı ve de zamanı... TBMM seyirci yönetmeliği gözden geçirilip siyaset alanı olması önlenmeli...