VAH FINDIK ÜRETICIM VAH!

Uzmanların dediğinden şunu anlıyorum: "Türkiye’de tarım üretmesin ve yürümesin!" diye bir sistem kuruldu. Ha, unutmadan çakma uzman değil, gerçek vatansever uzmanları dinlediğimde buna kanaat getirdim. "Bu ne zaman başladı?" derseniz inanın bilmiyorum; doksanlı, iki binli yıllar olabilir, o kadarını bilmiyorum.

Hiçbir çiftçi bu tohum, mazot, gübre, taşımacılık, ürün toplama ücretleriyle bunu başaramaz! Üretmeme üzerine kurulan bu sistem çok kötü ve bilinçli yapılmış. Şimdi size küçük bir örnek vereceğim. Fındık fiyatını açıklarken cimrileşen kurum dönüm başı üzerinden fiyat verirken ilk dönemler bonkör davranış içindeydi. Gerçi şimdi onu da arttırmayarak enflasyon karşısında kuşa cevirdi. Üretme, dönüm başı para al, yerine bakma, yat modeliydi.

Ürettiği fındık üzerinden teşviği vermeyip dönüm başı teşvik vererek üretimi nasıl baltalıyorlar görüyorsunuz. Şu dönemde fındığını kendi toplamayan üreticinin kâr etme imkanı artık kalmamıştır. İki yüz, üç yüz kilo fındığı olanlar belki fındığını toplayabilir. Ancak iki, üç, beş ton fındığı olan nasıl fındığını kendi toplayabilir? Mümkün değil!

Şimdi sizinle küçük bir hesap yapalım. Kim ne derse desin bir kişi ortama günde on beş kilo kuru fındık toplar. Yevmiyesi (günlük ücreti), ulaşımı, yemeği ortalama 1500₺'ye gelir. Daha buna fındık seyreklemeyi, fındık altı çayır kesmeyi, ilaçlamayı, sizin emeğinizi ve patosa vurma ücretini koymadım. Yalın bir hesaplama olsun istedim.

Bugün itibarıyla tüccar fındığın kilosunu 108 TL’ye alıyor. Şimdi siz fındıktan sorumlu yetkililer, bu üreticinin nasıl kâr edeceğini bana anlatın ben de anlayayım; çünkü ben bu işlemi yapamıyorum! Bir uzman veya bundan sorumlu bir yetkili bunu fındık üreticisine anlatsın. Böyle bir uzman veya yetkili aranıyor. Var mı?

Eskiden insanlar fındığı satar, çocuklarını evlendirirlerdi. Köyde evinin üstüne bir kat atardı. Nerdeyse bakkala birikmiş bir yıllık alışverişten doğan borçlarını öder, geriye bir yıllık geçineceği parası kalırdı. Şimdi size soruyorum! Fındığını satan bunların bugün hangisini yapabilir? Hiçbirini değil mi? Bırakın bunları yapmasını, fındığını toplamasından dolayı borçlanıyor. İşte geldiğimiz durum! Ekonominizle gurur duyabilirsiniz!

Ha, içinizden birileri "Fındığı şimdi satmayın, bekletin!" diyebilir. İyi niyetle söyleyeni anlıyorum. Ancak yevmiyeleri kim verecek? Zamanı olmayıp fındığını eve koyup gidenlerin fındığını evde kim koruyacak? İleride fındık arttığında piyasadaki fiyatların sabit kalacağını kim garanti edebilir? Yani anlayacağınız fındığı bekletmenin de dezavantajı çok!

Bu millete dolaylı olarak şunu diyorlar: "Bu fındıkla uğraşma. Uğraşırsan her sene böyle zarar edeceksin! Kes fındığını, kurtul!”

Hani ilk paragrafta size "Türkiye’de tarım ürünleri üretilmesin!" üzerine bir sistem kuruldu yazmıştım ya İşte şimdi anladınız mı neden bu kanıya vardığımı? Bu sadece fındıkta değil, her tarım ürününde aynı. Ben bu sorunu fındıkta yaşadığım için ondan örnek verdim.

Yine uzmanların dediğine göre Türkiye’de 26 bin dönüm arazi işlenmiyor, boş. Yine bildiğiniz veya bilmediğiniz üzere ceviz, badem gibi daha sayamadığım birçok ürün ithal ediliyor. Sizce bu işte bir yanlışlık yok mu? Koskoca uzmanlara sahip planlamayı yapan hükümet bunu yapamaz mı? Tabii duyuyorum sizi! "Yapar!" diyorsunuz. O zaman neden yapmıyor sorusu akla geliyor. İşte o zaman da diyorsun ki uzmanların dediği gibi bu ülkede tarımı bitirmek istiyorlar.

Nedenini kesinlikle bilemem; ama tüm çiftçilerin ağlaması, mahsüllerin tarlada kalması, toplayacak insanların yevmiyelerini verecek kadar para etmemesinin bir nedeni var!