Tam olarak ne yapacağını bilmiyordu… Damla damla ter taneleri başından damlıyordu… Olay yerine girdi… Sağ tarafta bir ceset yerde yatmaktaydı… Yüz üstü yere düşmüş bir erkek cesedi… Yüzünü cevirdi… Yerde yatan erkek cesedinin ağzından beyaz köpükler akıyordu… Durakladı…
Görevinin ilk günü… Daha bıyıkları terlememiş bir polisti… 
Yerde yatan maktulün cebine elini soktu… Nüfus cüzdanını eline aldı… Kimlik kartı çok kırışıktı… Saat ilerlediği için maktulün bulunduğu metruk bina karanlıktı… Elinde ki feneri ağzına koydu… İki eliyle nüfus kağıdını düzeltti… 
Artık maktulün ismini öğrendi… 
“Daha yaşı 30’du, nasıl oldu da burada öldü?” diye kendine sordu… 
Cesedin etrafından ‘BONZAİ’ isimli ölüm kimyasalının belirtileri duruyordu… Elindeki Fener ile birlikte odanın içinde gezinmeye başladı… Üç beş taş parçaları arasında bir hayli fazla uyuşturucu madde atıklarını buldu… Eline telsizini aldı… İl Emniyet Müdürlüğünden destek istedi… 
Olay Yeri İnceleme ekipleri; Onun çağrısı sonrası yapmış olduğu çalışmada uyuşturucu maddelere ait bulgulara ulaştı… Yerde yatan ceset Trabzon Adli Tıp kurumuna kaldırıldı… Kamera buya olay yerinden havaya doğru yükselmeye başladı… Zifiri Trabzon karanlığından yıldızlara doğru yükselen kamera başka bir yerde bulunan hüzne doğru ilerledi… 
Kamera farklı bir adresin camında durdu… oda da yaşlı kadın… Son namazını kılmış, henüz yeni seccadeyi toparlamış ayağa yeni kalkmıştı… Bu sıra eski bir telefon sesi duyuldu… Hemen sobanın yanında bulunan telefona doğru ilerledi… 
Telefon öyle bir çalıyordu ki tavandan aşağıya asılan tek ipe bağlı küçük ışığı titretti… Yaşlı kadın eline aldığı telefon avizesine “Alo” diye seslendi… 
Karşıda ki ses;
“Merhaba sizin oğlunuzun ismi şu mu?”
“Evet”
“Polis Merkezine gelin”
Yaşlı kadın telefonunu kapattı… Simit satarak evine bakan eşinin yanına gitti… Polis merkezinden çağırıldıklarını söyledi… Yaşlı adam yatağından kalktı…. Tarif edilen polis merkezine gitti… 
Karşısında bizim henüz yeni polis duruyordu… Oğlunun fotoğrafını gösterdi… Yaşlı adam evet dercesine başını salladı… 
Adam durumu anlamıştı… Ayakları titremeye başladı… Bu sırada titreyen ayaklarına birde çenesi dahil oldu… Gözlerinden aşağıya su damlaları gelmeye başladı… 
Ölen dört çocuğundan üçüncüsüydü… Üstelik henüz 31 yaşındaydı… Yolun yarısına bile gelmemişti… 
Peki neden?
Uyuşturucu bağımlısı… Gençler… Ölüyorsunuz… Kendinizi geçin geride bıraktığınıza bir bakın… O insanlar sizin saçma sapan yaşamınız nedeni ile polis merkezi köşelerinde bu hallere düşmesinler…