Geldiği günden beri umursamaz, tepeden bakma tavırlarıyla etrafına sürekli negatif enerji veren Nevzat Aydın’ın, son bombası ulusal bir gazetedeki röportajı oldu.
Üstelik rivayete göre bu röportaj için hatırı sayılır miktarda dolar ödemiş!
Bizim kültürümüzde ailesel meseleleri uluorta tartışmayarak “kol kırılır yen içinde kalır” mantığıyla hareket edilir.
Ancak bu zatı muhterem paranın vermiş olduğu şımarıklıkla, Trabzon’u,Trabzonspor’daki yöneticileri küçümser yapısıyla telafisi olmayan itibarsızlaştırmalara sebep oluyor.
Neymiş; Bakkal yönetemeyecek olanlar Trabzonspor’da yönetici olmuş...
Aslında bakkalı, kasabı ,manavı karıştırmamadan, ‘apartman yöneticiliği kabiliyeti olmayanlar’ dese eyvallah!.
Bunu derken en azından suçladığı kişilerden önce bakkalları küçümsüyor ama, kendisine birisi ‘yemekçi’ dediği zaman küplerlere biniyor.
Bu ne yaman çelişki.
***
Öyle görülüyor ki arzusu açık; İşler daha da kötüye gitsin, kulübün başka bir kanadından tekrar içeri dalsın.
O da biliyor ki Trabzonspor’da yönetici olmak bir ayrıcalıktır,gündemdir.
Kendisinin faal yöneticiyken ve şimdilerdeki popülaritesini anlayacak zekası her zaman vardır.
Belli ki çuvalla da paranız olsa, gündem olmak, kıymetli olmak, beleyici olmaya yetmiyor.
İlle de belirleyici markayla hareket etmek gerekiyor.
Örneğin ‘Trabzonspor yöneticisi’ gibi!..
***
Gelelim maça.
Trabzonspor’un 2 defa kaleye gelen Osmanlıspor’dan 3 gol yemesi defansta uğraşılacak şeylerin hala olduğunu gösterirken, bunda eksik orta sahanın da rolü vardı.
Ersun Yanal’la baştan beri bir arpa yol almayacağımızı, oyalanmaktan ve paraların çarçur olmasından başka bir katkı vermeyeceğini defalarca yazdık durduk.
Milli maçlar nedeniyle 15 günlük arayı Rıza Çalımbay’ın nasıl değerlendirdiğini görünce, Ersun’la beyhude geçen günlere gel de yanma.
Trabzonspor’un her aradan sonra olduğu gibi yine iyi başlayamayacağı kestirmek dahice bir durum değildi.
N’doye akşamın kahraman’ı oldu. Kimsenin hesaba katmadığı bu oyuncuyu yeni baştan yaratan Rıza Hoca ortaya bir değer koydu.
Bu oyuncunun kaçırdığı mutlak golün ardından kenardaki Rodallega’nın kendisine verdiği destek de takım olma adına güzel bir işaretti.
Burak Yılmaz’ın, oyun içerisindeki tavırları, mimikleri bir şeylerin yolunda gitmediği izlenimi veriyordu. Umarım bu sadece bu Mas’a münhasır bir durumdur. Aksi takdirde hem Burak için hem Trabzonspor için hoş olmayan durumlar ortaya çıkar.
Bir de Sosa için bir parantez açmak istiyorum. Yılbaşına kadar olan sözleşmesi Trabzonspor için bir velinimet oldu.
Üçüncü oyuncuyu değiştirmesine rağmen Sosa’yı oyundan almak takıma katkı sağlardı.
Sonuç olarak takım kazandı, önümüzdeki haftalarda çok daha hazır olacağı sinyalini verirken, takım olma arzusu ve disiplini Rıza Hoca’nın iyi niyetli büyük çabalarının da bir göstergesiydi.
Her şeye rağmen bu yıl puan cetveline baktığımız zaman Sivas, Malatya ve Göztepe’nin Trabzonspor’un üzerinde olmaları da işin bir başka vahameti. Bu arada takım galip ama başkan hala kayıp!