Rize’de meydana gelen sel felaketi için Trabzon’a giden üç bakanın üç ayrı uçakla seyahat ettiği sosyal medyada yoğun tartışmalara neden oldu.
Bilen de konuştu, bilmeyen de. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Trabzon’a üç ayrı uçakla gittiği iddiası gerçek değil. Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla göreve giden üç bakanın böyle bir lükse veya böyle bir savurganlığa imza atmasını herkes gibi ben de doğru bulmam.
Konuyu açıklığa kavuşturmak için kısa bir araştırma yaptım ve ortaya şöyle bir sonuç çıktı.
Trabzon Havalimanı’nda yan yana park edilen uçaklardan biri TC-J001 tescilli (Eski tescili TC- ATP olup Akın İpek’e ait Koza Holding’ten TMSF’ye geçmişti.) Jandarma Genel Komutanlığı’na ait Cessna 680 Citation Sovereign tipi insanlı keşif uçağı. Bu uçak orada iki günde 15 saat keşif uçuşu yaptı. Yani geliş amacı ve görevi belli.
Diğeri ise TC-LAD tescilli Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) ait Cessna Citation tipinde bir uçak olup bakanları, yardımcılarını ve bazı milletvekillerini Trabzon’a götürdü. Gece sabaha karşı gelen bu uçak, aynı gece geri döndü. Çünkü bakanların orada işi uzun sürecekti. Nitekim de öyle oldu.
Üçüncü uçak ise TC-KDR tescilli Beechcraft King Air 350 tipinde olup, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Harita Dairesi Başkanlığı’na aitti. Bu uçak, AFAD ekiplerinin ve malzemelerinin getirilmesi için kullanıldı. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı hesabına çalışan, hasta ve yaralı taşımakta kullanılan tıbbı donanımlı bir helikopter de Trabzon Havalimanı’nda ayrıca konuşlandırıldı.
Trabzon Havalimanı’nda bulunan iki ayrı bussines jet de Çaykara Uzungöl’e tatile gelen iki Arap işadamına aitti ki, bu işle bir ilgileri yoktu.
Bu durumda Trabzon’a giden uçakların her biri ayrı bir görev ve işlev için oraya gitmiş olup, hepsi de devlete aittir.
Özel jet kiralanması ve bunlara ayrı ayrı para ödenmesi gibi bir durum söz konusu olmayıp, bu uçaklar deprem, sel felaketi ve acil durumlarda her zaman ekipleri ve ilgilileri afet bölgelerine hızlıca taşır. Yine aynı şekilde devlet filosundaki bu uçaklar acil durumlarda bakanların da olay yerine ulaşımını da sağlamaktadır.
Yani, işin özü sosyal medyada yoğun bir şekilde dile getirildiği gibi, her bakan için ayrı ayrı uçak tahsisi söz konusu değil.
Havacılık sektörünü ve devletin elindeki uçakların hangi kurumlarda olduğunun bilinmesi bu tür yanlış haberlerin önüne geçer. Ben kısa bir araştırmada Trabzon meydanındaki uçakların hangi kuruma ait olduğunu, tescil işaretlerini, marka ve modellerini ve hangi amaçlarla oraya gittiğini öğrendim. Bu uçaklar amaçları doğrultusunda giderken bakanlar ve milletvekilleri tarafından kullanılmasının yanlış olduğunu söylemek boş gayret.
Uçaklar kamu malı olduğuna göre, kamu görevlilerince ve de kamu hizmetlerinde kullanılmasının bir mahsuru olduğunu düşünmüyorum. Bu vesileyle felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Mutlu yarınlar Türkiye’m...