Dünyadaki bütün milletlerin mensupları aidiyet duygusundan haklı olarak onur duyarlar. Bir millete ait olmanın çok değerli olduğunu bilir, başka milletlerin varlıklarına da saygı duyarlar. Olması gereken de budur zaten.
Tarihin derinliklerine kök salmış bir milletiz. Tarihten Türkleri çıkarırsanız geriye bir şey kalmaz görüşü, bugün bütün dünya akademik çevrelerinde kabul görmüş gerçek bir değerlendirmedir. Ama gelin görün ki bütün bu gerçeklere rağmen içimizdeki bazı unsurlar hala bu millete ait olamamanın çaresizliği içerisinde konuşup durmaktadırlar. Ne konuşuyorlar diye merak edenlere tekrar da olsa söyleyeceklerimiz var;
Bir kere Yüce dinimiz; bir millete mensubiyet fikrinin yasak değil, gereklilik olduğunu ortaya koymuşken (Hucurat/13) bazı insanlar hala, gerektiğinde “Ben Türk’üm” dememek için direniyor ve kendini Müslüman olarak isimlendiriyorlar! Müslüman olmak gerçekte çok değerli bir erdem, çok yüce bir duygudur ancak bu “Ben Türk milletindenim- Türk’üm” dememize engel değildir. Bu konu yıllarca bazı çevrelerce toplumun hafızasına servis edilip durdu. Bu yanlış propagandalar neticesinde birçok insanımız maalesef kendi millet varlığına düşman hale getirildi. Yani; milletimizi yıkıp, tarih sahnesinden silmek isteyenler bunu başarmak için zahmet bile çekmeyecek, bizi, bize yok ettirecekler. Üstelik bunu; dinimize de iftira atarak bizzat Müslümanım diyenlere yaptırıyorlar. Gerçek Müslümanların bu yanlış tutumu terk etmeleri ve Yüce kitabımızdaki hükümleri okuyup, iyi anlamaları inancımızın gereğidir. Bunun böyle bilinmesinde son derece faydalar vardır.
“Ben Türk’üm” diyemeyen ikinci bir grup daha vardır ki, bunlar çok ilginçtir! Hayatı cephelerde geçmiş, ömrü boyunca Türk milletini yüceltmek için çalışmış ve bunu hemen hemen bütün veciz sözlerine yansıtmış ve nihayetinde “Benim yaratılışımda bir fevkaladelik varsa, o da Türk olarak yaratılmış olmamdır.” diyecek kadar milletini sevmiş ve kurduğu Cumhuriyetin “Sosyal harcını”, “Ne mutlu Türk’üm diyene” muhteşem sözü ile karmış Atatürk sevgisi için “Ben Atatürkçüyüm” deyip, Türk’üm diyemeyenlerin yanlış görüşüdür. Halbuki; ben Atatürkçüyüm ifadesi Türk olmak fikrini kapsamaz ama “Ben Türk’üm” demek, daha geniş bir anlamda “Ben Atatürkçüyüm” fikrini de kapsar.
Bu iki gruba tavsiyemiz; ekmeğini yedikleri bu milletin adını seslendirmekten değil, çeşitli bahaneler öne sürerek, seslendirememekten utansınlar.
Hala dünyanın adına saygı duyduğu bir millete ait olma olgunluğuna ulaşamayan ve “sokak ağzı” ile konuşmayı günlük kazanım sayanların gerçekte bu millet nezdinde beş kuruşluk bir değeri bile yoktur bilinsin istedik.
O zaman duralım ve hep bir ağızdan tekrar edelim;
“Ne Mutlu Türk’üm diyene”