Her ülkenin kendine özel yapılanması olduğu gibi, oluşturduğu değerler ile hayatiyetini devam ettirir.
Bu kaçınılmaz özellikleri ile kendi çıkarlarına yön oluştururlar.
Bu özellikleri ile yaşam idame ettiren ülkeler arasında ilk sıralarda Türkiye, yani ülkemiz gelmektedir desek yanlış olmaz bence.
Kurumsallığı kökleşmiş, idare yapısı çok sağlam temeller üzerinde inşa olan, istihbarat ve güvenlik ağı ile güçlü olan ülkemizde, ister istemez farkındalık içerisinde olanlar vardır.
Var olan sarsılmaz iradenin temelinde yatan asli unsurları ile her ortamı muhafaza eden yönetim mekanizması bazen siyasetin oluşumuna boyun eğerek, planlamadan eksik not alınmasına vesile oluyor.
İşte her farklılığa omuz olan siyasetin, yönetim biçimindeki kopukluk ve dağınıklık bazen ciddi sonuçlar oluşturuyor.
Bu ciddi olumsuz sonuçlanma ise, dün ve bugün ülkemizin bazı bölgelerini saran yangın olayı.
Ciddiye alınması gereken bu hususun, affı olmadığı gibi, yanan ormanların karşılığı, kısa süreli telafisi mümkün değildir.
Zaman içinde yüz yılı aşkın mesafe diliminde oluşan bir ormanın, kısa sürede kül olması kadar, acı ve düşündürücü durum olamaz.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, yangın ile mücadele edecek uçakları ve helikopterlerinin olmaması, acı ve bir o kadar da düşündürücüdür.
Böyle bir vahşiliğe imza atan, bu büyük infialin sorumluları kim ve kimler ise, çok acil bulunup gereken en ağır cezanın, hatta idam dâhi olmak kaydıyla infazları sağlanmalıdır biran önce.
Diğer taraftan, yangına havadan yapılacak söndürme işlemi, en isabetli olduğu gerçeğiyle, karadan da sağlanacak söndürme desteği olayın bitiminde büyük rol oynar.
Bu konuda, yeniden orman teşkilatı gözden geçirilir ve Türk Hava Kurumu yeniden vizyon hale getirilirse her olumsuzluğa biran önce çözüm getirilir.
Bu vesileyle, orman arazilerinin daha fazla yıpratılmadan, biran önce ağaçlandırma çalışmaları başlatılmalı ve süratle büyümeleri sağlanmalıdır.
Unutmayalım ki, bir nefes sıhhati ormanların bize sunduğu şefkat ile sağlamaktayız.
Sağlık dileklerimle.