Türkiye, coğrafi konumu ve tarihi bağları nedeniyle Ortadoğu'da önemli bir aktör konumundadır. Son yıllarda Türkiye, bölgedeki etkinliğini artırmak ve kendi çıkarlarını korumak amacıyla çeşitli politikalar izlemiştir. Bu politikaların hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olmuştur. Ayrıca, bazı politikaların uygulanmasında yapılan hatalar, Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını kalıcı olarak olumsuz etkilemiştir.
Türkiye, Ortadoğu ülkeleriyle ticari ilişkilerini güçlendirmiştir. Irak, İran, Katar gibi ülkelerle yapılan ticaret anlaşmaları, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkı sağlamıştır. Özellikle Katar ile yapılan stratejik işbirliği anlaşmaları, eleştirileri bir yana bırakırsak, enerji alanında Türkiye'ye önemli avantajlar kazandırmayı amaçlamıştır. Ancak Katara verilen tavizlerle alınan imkanların dengelenmesi konusunda zamanın aleyhimize işlediğini çokca seslemdirenleri de duymamazlıktan gelemeyiz .
Türkiye, Suriye iç savaşı ve diğer bölgesel krizlerde zaman zaman ara bulucu rol üstlenmiştir. Bu durum, Türkiye'nin diplomatik etkinliğini artırmış ve bölgedeki barış süreçlerinde önemli bir aktör haline gelmesini sağlamıştır.
Ayrıca, Türkiye, Ortadoğu'da askeri varlığını artırarak bölgedeki güvenlik dinamiklerini şekillendirmiştir. Özellikle Suriye'nin kuzeyinde ve Libya'da yürütülen askeri operasyonlar, Türkiye'nin askeri kapasitesini ve savunma sanayiini geliştirmesine katkı sağlamıştır. 910 km sınırımız bulunan Suriye’den terörist sızmaların önlenmesi, belki de Türkiye’nin Suriye’de neden olması gerektiğini en iyi şekilde açıklayan bir sonuç olarak değerlendirilebilinir.
Öte yandan; Türkiye'nin Suriye iç savaşına müdahil olması ve sınır ötesi operasyonlar düzenlemesi, terör örgütlerinin hedefi haline gelmesine neden olmuştur. PKK/PYD ve IŞİD gibi terör örgütleri, Türkiye içinde ve sınır bölgelerinde saldırılar düzenlemiştir.
Türkiye'nin bazı Ortadoğu ülkeleriyle yaşadığı siyasi ve diplomatik anlaşmazlıklar, bölgesel izolasyona yol açmıştır. Özellikle Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile yaşanan gerginlikler, Türkiye'nin bölgedeki diplomatik manevra alanını daraltmıştır.
Suriye iç savaşından kaçan milyonlarca mülteci, Türkiye'ye sığınmıştır. Bu durum, Türkiye'nin ekonomik kaynaklarını zorlamış ve sosyal sorunlara yol açmıştır. Göçmen krizinin yönetimi, Türkiye için büyük bir mali yük oluşturmuştur. Tarihi ve dini gerçeklerle örtüşmeyen “ ensar ve muhacır” tanımlamalarıyla on milyonun üzerinde bir nüfus ülkemize taşınmış ve yarınlarımız için ciddi anlamda bir beka meselesinin ortaya çıkmasına sebep olunmuştur. En önemlisi; nüfus artış oranlarında sığınmacıların inanılmaz yüksek artış oranları, son yıllarda nüfus artışı çok düşen ülkemizin geleceği için hayati derecede düşündürücü ve mutlaka önlem alınması gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır.
Türkiye, bazı durumlarda uzun vadeli stratejik planlama yapmadan, iç politikada kullanmak amacıyla bölgesel krizlere müdahil olmuştur. Bu durum, beklenmedik sonuçlara ve geri dönüşü zor maliyetlere yol açmıştır.
Türkiye, bazı durumlarda tarafsız kalmak yerine doğrudan müdahil olmayı tercih etmiştir. Bu durum, bazı ülkelerle ilişkilerin bozulmasına ve bölgesel ittifakların zayıflamasına neden olmuştur. Belli bir süre düşman kabul edilip eleştirilen ülkelerin liderleriyle sonunda el sıkışılmış ancak eleştirilen yönetimlerin ölçüsüzce eleştirilmelerinden dolayı kırgınlıkları ortadan kaldırılamamıştır.
Türkiye'nin iç politika dinamikleri, zaman zaman dış politika kararlarını etkilemiştir. İç siyasi çıkarlar doğrultusunda alınan dış politika kararları, bölgesel çıkarların zarar görmesine yol açmıştır.
Sonuç olarak;
Türkiye'nin Ortadoğu politikaları, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bölgedeki ekonomik ve diplomatik etkinliğini artıran Türkiye, aynı zamanda güvenlik riskleri ve diplomatik gerginliklerle de karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte yapılan stratejik hatalar ve diplomatik dengesizlikler, Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını olumsuz etkilemiştir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda daha dikkatli ve dengeli bir dış politika izlenmesi, Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkinliğinin ve çıkarlarının korunması açısından çok önemlidir.